Atatürk ve Türk Dil Reformu

Bu içerik, Aslıhan Aksakal tarafından hazırlanmıştır.

Bu içerik, misafir yazar tarafından hazırlanmıştır. Siz de Tarih-i Kadim’de kendi içeriğinizi paylaşmak istiyorsanız tıklayın.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkçede çözmek istediği ilk konu, dili Arapça ve Farsçanın boyunduruğu altından kurtarmaktır. Bunun için Arabî-Farisî alfabeden Latin alfabesine geçilmiştir. Yine bunun içindir ki Öz Türkçe çalışmalarına başlanmış; araştırmacılar, dilbilimciler, farklı meslek zümrelerine mensup olanlar Öz Türkçe için seferberlik ilan etmiştir.

 

Atatürk; Türkçenin yabancı unsurlarla dolu oluşunu, milletin bağımsızlığı için bir tehdit olarak görmüştür.

Ulusun yabancı bir devletin himayesine girmesi ile Türkçedeki yabancı unsurların fazlalığını eşdeğerde kabul eden Atatürk, çözümler üretebilmek adına dil üzerine çok fazla tartışma gerçekleştirmiştir. Falih Rıfkı Atay bu konuda şu sözleri sarf etmiştir: “Türk dili ve Türk tarihi meselelerinin, onun masasında bir üniversite semineri kadar vakit aldığını tahmin ediyorum.”

12 Temmuz 1932’de, dört yıl sonra adı “Türk Dil Kurumu” olacak “Türk Dili Tetkik Cemiyeti” kurulur.

Türk Dili Kurultayları gerçekleştirilir. 1936’da açılan Ankara Üniversitesi’nin ilk fakültesinin kurulmasıyla ilgili yasa tasarısında, fakültenin adı “Tarih-Coğrafya Fakültesi” olarak geçmektedir. Atatürk’ün fakültenin ismine ve görevlerine dilin de eklenmesi yönündeki talimatıyla fakültenin adı “Dil Tarih-Coğrafya Fakültesi” halini almıştır.

Atatürk’ün dil meselesinde gerçekleşmesini istediği iki amaç vardır:

Amaçlarından bir tanesi, Türk’ün ve Türkiye’nin tarihine kaynak olarak kullanılabilecek eski dillerin öğrenilmesi ve araştırılmasıdır. Bir diğer amaç, Türk dilinin tüm lehçeleriyle beraber şimdiki ve geçmişteki durumunun bilimsel yöntemlerle tespit edilmesidir.

Atatürk; bir kısmı Anıtkabir’de sergilenen kütüphanesinde dil üzerine pek çok eser barındırmıştır.

Dil üzerine araştırmalar yapmış ve araştırmalar yapılması için çabalamıştır. Dil üzerine kuramlar üretmiş, kelimelerin etimolojik kökenleri hakkında değerlendirmeler yapmıştır. Atatürk’ün önemini, gerçekliğini ve güncelliğini yitirmeyen cümleleri: “Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.”

Kaynakça

  • Börekçi, Muhsine, “Atatürk-Dil ve Kültür”, Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Sayı: 31, Erzurum, 2006.
  • Lewis, Geoffrey, Trajik Başarı Türk Dil Reformu, çev. Mehmet Fatih Uslu, Çeviribilim Ajans & Yayıncılık, İstanbul, 2019.