Bu içerik, Aslıhan Aksakal tarafından hazırlanmıştır.
Bu içerik, misafir yazar tarafından hazırlanmıştır. Siz de Tarih-i Kadim’de kendi içeriğinizi paylaşmak istiyorsanız tıklayın. |
Yunus Emre, Orta Anadolu’da yaşamış Türkmen bir derviştir. Hayatı hakkında net bilgiler bulunmamaktadır. Fakat yapılan araştırmalara göre Yunus, dünya asırları içerisinde XIII. asrın sonları ile XIV. asrın ilk çeyreğine tesadüf etmiştir. Eskişehir’de, Mihalıççık ile Sivrihisar bölgelerinin arasında kalan Sarıköy’de doğduğu düşünülmüştür.
Yunus’un hayatı Diyar-ı Rum’da ciddi karışıklıkların bulunduğu bir döneme denk gelmiştir. Haçlı Seferlerinin tahribatı, Moğol saldırılarının şiddeti ve Babailer İsyanı ile karışan Anadolu’nun, bu sorunların üstesinden gelebilmek adına güçlü bir düşünce sistemine dayanması gerekmektedir. İşte bu dönemde, bir gönül insanı olan Yunus Emre ve onun izindekiler maneviyatın peşinden gitmişlerdir.
Yunus Emre, bir tasavvuf insanıdır.
Yunus’u iyi kavrayabilmek için tasavvufu iyi bilmek, tasavvufu iyi bilmek için ise Yunus’u iyi kavrayabilmek gerekir. O, benliğine tasavvufu benimsetebilmiştir. Evrenselliğinin kaynağı aşkın gücüne duyduğu inançtır. Arı bir dille yazdığı şiirlerinde evrensel değerleri, en başta da sevginin gücünü işlediğinden, farklı milletlere ve çeşitli inançlara sahip insanlara kendini sevdirmeyi başarabilmiştir.
Yunus Emre’deki insan sevgisinin dayanağı Allah sevgisidir.
Yaratılanlar içinde sevilmeye en layık olan insandır çünkü Allah, meleklerine insana secde etmeyi emretmiştir. Yunus,”Yaratılanı Yaradan’dan ötürü” sevmiş, sevdiklerinde Allah’tan izler yakalamıştır. Ancak o bir hümanist değildir. Hümanistlik merkeze insanı almakla, bir nevi insana tapmakla alakalıdır. Oysa Yunus Emre’nin insan sevgisi Allah’a duyduğu aşktan kaynaklanır.
Bir gönül elçisi olan Yunus, kalp kırmayı Kabe’yi yıkmakla eşdeğer tutmuştur.
Çünkü Kabe beşeri bir yapıyken kalp Allah’ın yarattığıdır ve hangi insanın kalbinde Allah’ın ikamet ettiği bilinmemektedir. Bu düşünce biçimi Allah aşkı aracılığıyla insana verilen değeri özetlemektedir. Yunus da şiirlerinde bu düşünce biçimini
“Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil
Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil” diyerek yansıtmaktadır.
Kaynakça
Kaplan, Kadir, “Yunus Emre’nin Şiirlerinde İnsan ve Doğa”, Erzincan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü (ERZSOSDE) XI-I, 2018.
Özçelik, Mustafa, Bizim Yunus, Odunpazarı Belediyesi Yayınları, Eskişehir, 2007.
Yanıtla