Bu içeriğimizde, Prof. Dr. Aydın Usta tarafından kaleme alınan ve Yeditepe Yayınevi’nden çıkan “Sorularla Bizans İmparatorluğu Tarihi” isimli eserden 5 farklı soru ve cevabını aktardık. İyi okumalar.
1 – Bizans İmparatorları ve ahalisi kendilerini nasıl isimlendirmişlerdir?
Bizans ismi ilk olarak 16. yüzyıl tarih yazarlarından Hieronymus Wolf tarafından yazımı planlanan Corpus Historiae Byzantinae (Bizans Tarihi Külliyatı) adlı eserde kullanılmıştır. Wolf’un bu isimlendirmesi kendisinden sonra gelen tarihçiler tarafından da devam ettirilmiştir. Gerçekte ise halk ve imparatorlar kendilerini Romalı olarak görürlerdi. Baştaki imparatorlar Roma Caesar’ı (sonradan Basileus), ahali de Romalı olarak isimlendirilmekteydi. Zaman içinde yoğun bir şekilde kendisini gösteren Grekleşmeye ve Doğu adetlerinin benimsenmesine rağmen söz konusu tanımlama varlığını korumuştur.
2 – Hristiyanlık, Bizans İmparatorluğu’nun ne zaman resmî dini haline gelmiştir?
Hristiyanlar, I. Theodosios (379-392) dönemine kadar paganizm ile birlikte ortak bir yaşam alanı paylaşmışlardı. Hatta bir ara Iulianos devrindeki pagan reaksiyonu karşısında kısa süreli de olsa gerilemelerine karşın adı geçen imparatorun paganizm yasaklanmasıyla beraber Bizans’ta resmi din haline gelmiştir. I. Theodosios’un bu faaliyetleri modern literatürde kendisinin Doğu Hristiyan İmparatorluğu’nun gerçek kurucusu olarak anılmasını sağlamıştır.
3 – İstanbul’da ilk üniversite ne zaman ve kim tarafından kurulmuştur?
Bizans’ın başkentindeki ilk üniversitenin banisi II. Theodosios’dur (408-450). O, 425 senesinde yayınladığı bir fermanla bu konudaki çalışmaları başlatmıştır. Böylece evvelden Büyük Konstantinos zamanında tesis edilmiş eğitim kurumu genişletilerek ilk üniversite kurulmuştur. Burada 10 Latin ve 10 Grek diline vakıf gramer hocası, yine 5 Grekçe ve 3 Latince hitabet hocası, bir filozof ve iki hukukçu olmak üzere toplamda 31 hocanın ders vermesi kararlaştırılmıştır.
4 – Ayasofya’nın adı nereden gelmektedir ve ne zaman inşa edilmiştir?
Ayasofya ismi Hristiyanlıktaki teslis inancının ikinci rüknü durumundaki Theia Sophia’nın (Kutsal Hikmet) bozulmuş şeklidir. Bu söylem aslında 1453’te şehrin Osmanlılar tarafından fethinden sonrasına aittir.
Kilise ilk olarak 360’ta Büyük Konstantinos zamanında inşa edilmiştir. Başlangıçta buraya Megale Ekklesia (Büyük Kilise) adı verilmiştir. Üstü ahşap bir çatıyla örtülmüş basilika tipindeki bu yapı çok uzun ömürlü olmamıştır. Halkın çıkardığı bir isyanda tahrip edilmiştir.
Daha sonra II. Theodosios (408-450) zamanında onarılarak yeniden ibadete açılmış ancak 532 yılında, Nika İsyanı’nda tamamen yıkılmıştır. I. Iustinianos (527-565) bu yapının yerine günümüze dek ulaşan kiliseyi inşa ettirmiştir. İnşa çalışmalarında yaklaşık 10.000 işçi görev almıştır. İnşaat devam ederken imparatorluğa bağlı bütün topraklardan malzeme getirtilmiştir. Nitekim Efes’teki Artemis Tapınağı, Mısır Heliopolis’teki Güneş Tapınağı, Lübnan’daki Baalbek Tapınağı başta olmak üzere birçok yapıdan sökülen sütunlar kilisenin inşasında kullanılmıştır.
5 – Bizans-Müslüman mücadeleleri Battal Gazi Destanı’nın oluşumuna nasıl katkı vermiştir?
Battal Gazi Destanı, Türk-İslam Edebiyatı’ndaki en önemli anonim eserlerden biridir. Konusunu 8. yüzyıl dahilinideki Bizans-Müslüman mücadelelerinden almıştır. Destanın kahramanı Battal Gazi’nin asıl adı Abdullah’tır. Savaşlarda gösterdiği cesaret dolayısıyla Battal (kahraman) unvanını alan bu zat 717 yılında Mesleme b. Abdülmelik tarafından gerçekleştirilen İstanbul kuşatmasına katılmıştır. Daha sonrasında Anadolu’ya yapılan akınlarda görev almıştır. Bunlardan birinde Afyon yakınlarında Akroinon denilen yerde bizzat İmparator III. Leon tarafından idare edilen Bizans ordusuyla karşılaşmış ve cereyan eden savaşta şehit düşmüştür (740). Rivayete göre sonrasında İstanbul surları civarına gömülmüştür.
Ölümünün ardından Bizans-İslam mücadelelerinde gösterdiği kahramanlıklar destanlaştırılmış ve 11. yüzyıldan itibaren Türk edebiyatında kendisine yer bulmuştur. Ancak yazılış tarihi belli değildir.
Yanıtla