Bu yazı Orhan Köksal tarafından hazırlanmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu ve İtalya Krallığı arasında meydana gelen Trablusgarp Savaşı, İtalya’nın risorgimento ideallerini gerçekleştirmesi için önemli bir adımdır. Bu savaş, 1903 yılına değin ilkel çabalar ile kısıtlı kalan havacılık sektörünün askeri boyutuna ivme kazandırmıştır. Libya, göklerde harp eden hava unsurlarının ilkler sahası olmuştur. Böylece “Askeri havacılık” saldırı, savunma ve düşmanı yok etme safhasının ön hamlesi olan askeri istihbaratın ele geçirilmesi gibi konularda vazgeçilemeyecek bir unsur halini almıştır. Hava saldırılarına maruz kalınması neticesinde Osmanlı otoritesi üzerinde uyanan infial, derhal tayyare ve pilot arayışlarına sebep olmuştur. 1 Haziran 1911 yılında kurulan Havacılık Komisyonu’nun teşkilatını henüz tamamlayamamış olması, Eylül 1911’de asker çıkartılan Trablusgarp’a havadan müdahaleyi engellemiştir.
Mekanik ilminde yaşanan gelişmeler 19. yüzyılda hızla arttı ve tayyarelere giden hava yoluna ivme kazandırdı
19. yüzyılda, mekanik ilminde yaşanan gelişmeler neticesinde havacılık sektöründe tayyareler yeni bir soluk olmuştur. Bu hususta en önemli keşfi yapan İngiliz Cayley, 23 yaşında küçük bir helikopter modeliyle deneyler yapmış, çalışmaları ilerleyen süreçte çeşitli dergilerde yayımlanmıştır.
Motorsuz ve hava akımlarının yardımı ile ilk planörü yapan ve planör ile ilk uçuşu gerçekleştiren Otto Lilienthal’dir. Otto, 1891 yılında yaptığı planörü ile kanat açısı ve profil çukurluğunun önemini ilk kavrayan isim olmuştur.
Tayyarecilik konusunda en büyük tartışma; ilk motorlu uçuşun kim tarafından gerçekleştirildiğidir. Modern havacılığın ilk adımı 17 Aralık 1903’de Wright kardeşlerin uçuşu olarak bilinmektedir. Uçağın mucidi ve havacılığın öncüsü sayılmaktadırlar. Bu duruma Cenk Avcı karşı çıkarak, Alman kökenli Whitehead’in 14 Ağustos 1901’de uçtuğunu ileri sürmektedir. Bir başka kaynağa göre ise ilk uçuş 9 Ekim 1890’da Fransız Clement Ader tarafından gerçekleştirilmiştir.
İlerleyen süreçte havacılık faaliyetleri askeri alanda yenilikler ile devam etmiştir. 1909’da ilk askeri uçağa A.B.D. sahip olmuştur. 10 Mart 1910 yılında ise başka bir ilk yaşanarak ilk askeri pilot brövesini Camerman almıştır. 1912 yılında Fransızlar, Fas harekatında keşif ve bombardıman amaçlı uçaklar kullanmışlardır. Aynı yıl İngilizler, 3 yılda teşekkül ettiği Kraliyet Hava Sınıfını faaliyete geçirmişlerdir. 1909 yılında Ruslar tayyare satın almak için ciddi yatırımlar yapmışlardır.
Avrupa’da kısa sürede popüler hale gelen tayyare uçuşlarına Osmanlı Devleti kayıtsız kalmamıştır
Osmanlı Harbiye Nezareti ve Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Riyaseti yetkilileri tayyarenin kamuoyunda tanınması için bir uçuş tertip etmişlerdir. 1909 yılında Baron De Catters ile Louis Bleriot İstanbul’a davet edilmiştir. De Catters sarı renkli Voisin tipi uçağı ile ilk uçuşu gerçekleştirmiştir. Ardından Bleriot iki uçuş gerçekleştirmiştir. Aralık 1909’da İstanbul’da yapılan uçuş gösterisinin ardından Osmanlı heyeti çeşitli raporlar hazırlayarak bu yeni savaş aletinin Osmanlı ordusunda bulunması gerekliliğinin üstünde durmuşlardır.
Avrupa’daki gelişmeleri yakından takip eden Osmanlı otoritesi, 1910 yılının Eylül ayında Fransa’da gerçekleştirilen “Picardie Manevraları”na gözlemciler göndermiştir. Bu gözlemciler arasında; Paris Askerî Ataşesi Kurmay Binbaşı Ali Fethi Bey ve Harbiye Nezaretinden Topçu Mirlivası Ali Rıza Paşa ve Kurmay Yüzbaşı Mustafa Kemal bulunmuştur. Özellikle havacılık hakkında bilgi toplamak amacı ile Kurmay Binbaşı Enver Bey’de Almanya’ya gönderilmiştir.
Trablusgarp Savaşı başladığında Osmanlı havacılığı henüz kuruluş aşamasındadır
İki havacı adayı subay Paris’te tahsil görmekte, envanter ise kullanışsızdır. Osmanlı havacılığının gelişimi için çok çaba sarfeden dönemin Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa tayyare ve yabancı pilot tedarik etmek üzere Avrupa’ya Süreyya (İlmen) Bey’i göndermiştir. 1911 yılında kurulan Havacılık Komisyonunun başkanı olan Süreyya Bey’in temasları başarılı olsa da, Fransa’dan sipariş edilen iki uçağın Cezayir’de el konulması planları değiştirmiştir. Ayrıca Kurmay Yarbay Kerim Bey’in girişimi ile iki Fransız pilot ve makinist ile aylık maaşları 5000 frank ve 2000 frank olmak üzere anlaşılmıştır. Ancak pilotlar Güney Cezayir’deki Biskra’dan ileriye geçmek istememişlerdir. Balon tedariki ile karadan ve denizden destek verilemeyen Trablusgarp’a ikmal yapmak ve Çanakkale bombardımanlarını önlemek amaçlanmaktaydı. Osmanlı otoritesi bu yeni harp silahını öngörmüş, mukabele etmek istemiş ve bu takdire şayan lojistik gayret başarısız olmuştur. Osmanlı, ancak genç ve güzide subaylarından olan Enver, Mustafa Kemal ve Fethi Beyleri gönderebilmiştir.
Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa, Süreyya Bey’e bir telgrafında şöyle demektedir:
“Erkânıharbiye- İtalyanların derdesti ikmal olan dördüncü kabil sevk balonunun hitamında Kalei Sultaniye istihkâmatını bombalarla tahribe teşebbüs edecekleri istihbar olunmuştur. İtalyanlar dördüncü balonlarını tedarik edinceye kadar bizimde bir, iki kabil sevk balon ve mikdarı kâfi tayyare tedarikile düşmana karşı istimal etmekliğimiz tasavvur ediliyor. Tetkikatınızın tesriile malzeme ve pilotlar tedariki esbabının müsaraaten tetkik ve mütaleanızı serian bildiriniz.”
(Süreyya İLMEN, Türkiye’de Tayyarecilik ve Balonculuk Tarihi, İbrahim Horoz Basımevi, Ankara 1947, s. 45.)
Bu yeni aracın bir savaş unsuru olması Türk-İtalyan Savaşı’na dayanmaktadır
Havacılıkta gelişmeler hızla devam etmiş, 1903 yılını takiben devletler bünyelerinde hava sınıfları oluşturmaya başlamıştır. Eylül 1911 ile Ekim 1912 tarihleri arasında geçen Trablusgarp Savaşı, harp alanında teknolojik gelişmelere sahne olmuştur. Bu gelişmeler, var olan envanterin uygulama alanı olarak karşımıza çıkmaktadır. Keşif ve hava bombardıman görevi gören uçaklar, soluğu hala devam eden bir geleneği başlatmışlardır. Askeri havacılıkta tayyarelerin kullanımı, İtalyanlar tarafından Türklere karşı yapılmıştır. Hakimiyetin ve görüş kabiliyetinin kazanılmasına yarayan tayyareler keşif görevi gören bir istihbarat aracı olarak kullanılmıştır. Tayyare ile ilk beyannameyi Trablusgarp’ta İtalyanlar atmışlar, ilk psikolojik hava muharebesinin tatbikatını yapmışlardır. 15 Aralık 1911’de bir tayyareye yerden karşı topçu ateşini ilk kez Türkler açmıştır. Mart 1912’de Yüzbaşı Carlo Piazza ilk hava keşif fotoğrafını çekerek bu alanda öncü olmuştur. Ayrıca ilk kez uçak ve pilot bu savaşta Türkler tarafından esir alınmıştır.
Libya, risorgimento için ciddi bir sömürü sahasıydı
İtalya’nın, Libya’nın iki bölgesi; Trablusgarp ve Sirenayka üzerindeki çıkarları 1878 Berlin Kongresi’ne dayanmaktadır. Daha sonra yapılan gizli anlaşmalar neticesinde İtalya’nın Libya’daki menfaatlerine izin verilmiş, risorgimento adı verilen İtalyan birliğinin kurulması için 19 yüzyılda başlayan hareket büyük bir adım atmıştır. Gerçek manada bir demir-çelik sanayii yaratan İtalyanlar 1896-1908 yılları arasındaki sanayii atılımında büyük çaba sarfetmişlerdir. İtalyan sanayisinin büyümesi Avrupa’daki her yerden daha hızlı gerçekleşmiştir. Bu idealler için İtalya, 26 Eylül 1911 gecesi Osmanlı hükümetine bir ültimatom vermiş, 29 Eylül’de savaş ilan etmiştir. 4 Eylül’de Trablusgarp, ablukaya savaştan önce alınmış, İtalyan savaş gemilerinin sayısı 22’ye çıkmıştır. Ekim ayında Derne, Bingazi ve Homs ele geçirilmiştir. 20.000 kişilik birlikten oluşan İtalyan kuvvetlerinin karşısında ise; işgale karşı savunma yapmak için Araplar ve Bedeviler örgütlendirilmiştir.
İtalyan Hava Kuvvetleri Trablusgarp’ta
Bu saldırılar sırasında tarihte ilk kez kullanılan askeri uçaklar, İtalyan havacılık bölümünün (Sezione Aviazione Regio Esercito) kurulması ile envantere girmiştir. İtalyan Hava Kuvvetleri’ni ordunun her bölümünde yardımcı unsur haline getirmek adına 28 Eylül 1911 tarihinde İstihkâm Özel Tabur Komutanlığı Seferberlik Kuvvetleri için bir hava filosu teşkil edilmiştir.
Teknik açıdan eksiklerin bulunduğu hava kuvvetlerinde pilotların becerisi ve azmi ön plana çıkmıştır. Yeterli teknik personelin olmayışı, yedek parça ve uygun donanıma sahip atölyelerin bulunmayışı ve makinistlerin çok zor bulunması bu eksiklerden başlıcalarıdır.
Savaş sırasında İtalyan Hava Kuvvetleri Kumandanı Albay Montezemolo iken, Havacılık Bölümü Başkanı ise General Maurizio Moris’tir. Bu iki subay Libya’ya uçak göndererek büyük itibar kazanmışlardır. Üst otoriteyi, o zamana kadar teşkil edilen en iyi hava filosunu Libya’ya göndermeyi ikna edebilmişlerdir. Bu seferberlik kuvveti, Topçu Bölüm Kumandanı Carlo Maria Piazza’nın emrine verilmiştir. 2 Bleriot XI, 3 Nieuport, 2 Farman ve 2 Etrich Taube olmak üzere 9 uçaktan oluşan bir kuvvet Libya’ya ulaşmıştır. Pilot sayısı ise 11’dir. Savaşın devamı esnasında Çanakkale’ye bombalamak üzere P3 ve MI modelleri olan iki kabili sevk balon daha hava kuvvetlerine tahsis edilmiştir.
İlk uçuşlar harekât alanlarında çevreyi tanıma ve rehberlik amaçlarıyla yapıldı
Hal böyleyken İtalyan uçakları işlevlerini göstermeye başlamıştır. İlk hava hareketi 22 Ekim 1911’de Aziziye üzerinde Yüzbaşı Piazza tarafından 1 saatlik keşif uçuşu ile yapılmıştır. İlerleyen süreçte Aziziye ve Zuvara üzerinde uçuşlar devam etmiştir. Yüzbaşı Piazza Fransız yapımı Bleriot uçağı ile uçarken, Yüzbaşı Riccardo Moizzo yine bir Fransız icadı Nieuport deniz uçağı ile uçmaktaydı.
24 Ekim’de bir İtalyan uçağı göreve gönderilerek Arap ve Türk kuvvetlerinin toplanmakta olduğu Aziziye’nin yerini belirlemeyi başarmıştır. Bir başka keşif uçuşu ise 26 Ekim’de gerçekleşmiştir. Bu uçuşta uçak yerden yoğun bir tüfek ateşine maruz kalmış, hasarsız atlatmıştır.
İtalyanlar, askeri havacılığa fazla önem vermişlerdir. Ordu teşkilatlanması içinde filolara ayırdıkları uçaklardan 4’er tanesini Derne ve Tobruk’a göndermişler, Bingazi’de ise yeni bir hava filosu kurmuşlardır.
Havacılık tarihinde yaşanan ilklerden biri ise; 28 Ekim tarihinde ilk kez bir uçağın Zanzur vahasında İtalyan gemisi Sardegna’nın faaliyetlerinin koordinasyon görevini görerek, top ateşini yönetmesiyle gerçekleşmiştir. Bu işi daha sonra balonlar görecektir.
Yüzbaşı Gavotti, Türk mevzilerine tarihte ilk bombardımanı yapmıştır
İstihbarat verileri elde etmek için büyük bir ayrıcalık olan uçaklar gün geçtikçe bombardıman işlevi de görmeye başlamış ve havadan portakal büyüklüğünde bombalar atılmaya başlanmıştır. 1 Kasım 1911 tarihinde, İtalyan pilotları 2 kg. el bombası kullanarak düşman kuvvetlerine saldırmışlardır. İtalyanlar, Trablusgarp ve Sirenayka üzerinde kesin bir hakimiyete kasımın ilk haftası ulaşmışlardır. Bu kazancın en büyük sebeplerinden biri ise havacıların keşifleri ve bombaları olmuştur. Aralık ayında Ain Zara Savaşı ise havacılar için inceleme ile geçmiştir.
İlk uçaksavar ateşini Türkler deniyor
Bu zamana kadar uçaklar sadece yerden tüfek ateşi ile karşılık görmüşler, herhangi bir zorlukla karşılaşmamışlardır. Lâkin 15 Aralık tarihinde, Türk birlikleri İtalyan uçaklarına yerden top ateşi açmışlar ve bu husus tarihe “İlk uçaksavar ateşi gayreti” olarak geçmiştir. Türkler, ilk defa Yarbay Roberti’nin uçağına topçu ateşi açmışlardır. Aralık ayı İtalyanlar için sıkıntılı bir süreç oluyorken topçu ateşi maruzundan hemen 2 gün sonra güçlü bir fırtına Trablusgarp’ı vurmuş ve hangarlara zarar vererek 2 uçağı tahrip etmiştir.
İtalyanların yeni keşfi
Savaş esnasında yeni teknolojik gelişmeler, hemen uygulama sahasında Türklere karşı deneniyor, yoğun direniş gösteren birlikleri aşmak için yeni yollar denenmeye başlanıyordu. Savaş esnasında, seyri değiştirecek en önemli unsurun uçaklar olduğunu gören İtalyanlar, bu seferde bombardıman uzmanlığını daha ileriye taşıyacak bir hamle geliştirdiler. 11 Şubat 1912’de Bleriot uçağının yanına bir tüp monte edildi ve uçaklar için özel olarak tasarlanan Bontempelli tipi bombalar atılmaya başlandı. Bazı bombardımanlar ise; Etrich Taube model uçak ile gerçekleşiyor ve 600 metre yükseklikten 15 kg.lık bombaları atılarak gerçekleşiyordu. Lakin bu bombardımanların herhangi bir maddi hasarı olmuyor, psikolojik etkiler yapıyordu. Bu durumdan memnun olmayan İtalyanlar yeni bir keşifle çıkageldiler. Kısa bir süre sonra Alessandro Cagno, bu tüp atıcılara eğim kazandırarak yerinde kontrol edilen bir nişangah yerleştirdi. Bu gelişmeler, hava saldırılarına yeni bir boyut kazandırmıştır.
İlk hava keşif fotoğrafı çekiliyor
Savaşın seyri; kara birliklerinin yoğun taarruzu, donanma ateşinin tahribi, hava birliklerinin bombardımanları ile geçerken İtalyanlar, hava gözlemi konusunda bir yeniliğe daha imza attılar. İstihkâm Birlikleri Fotoğrafçılık Bölümü’nün (Sezione Fotografica del Genio) temin ettiği Bebé Zeiss marka fotoğraf makinesi kullanılmaya başlandı. Bu adım, ilk fotoğraflı keşif görevinin yapılmasına imkan tanımıştır. Basit bir görev gibi görünse de hareket halindeki uçaktan çekimin zorluğu ile yoğun hava muhalefetinin yaşanması bu işi güç kılmıştır. Lakin Yüzbaşı Piazza kendi girişimleri ile fotoğraf makinesi temin ederek makineyi uçağa yerleştirmiştir. Böylece Piazza, Mart 1912’de ilk hava keşif fotoğrafını çekmiş oldu. Yüzbaşının ilkleri fotoğrafla sınırlı değildi. 28 Ekim’de havadan ilk topçu ateşini tanzim ederek havacılık tarihine bir yenilik daha getirmiştir.
Tarihin ilk uçak kaybeden milleti: İtalyanlar
Türkler, uçakları olmadıkları için tüfek ateşi ve topçu ateşi ile karşılık vermişlerdir. Bu tüfek ateşi şöyle olmaktadır; sırt üstü yatırılan askerler tüfekleri karınlarına dayayarak uçaklara gelişigüzel ateş etmektedirler. Bu yoğun tüfek ateşi ilk nüvesini 31 Ocak’ta vermiştir. Havada ilk yaralanan Yüzbaşı Carlo Montu yoğun tüfek ateşine maruz kalmıştır. İlerleyen süreçte Yüzbaşı Piazza uçuş esnasında yerden atılan mermiler sonucu yaralanmıştır. Havacılık tarihine geçen ilklerden biri yine Trablusgarp’ta yaşanmıştır. 10 Eylül 1912’de hava keşif görevinde bulunan Yüzbaşı Moizzo’nun Nieuport tipi uçağı tüfek ateşi sonucu zorunlu iniş yapmak zorunda kalmıştır. Bu suretle tarihin ilk uçak kaybeden milleti İtalyanlar, ilk uçak esir alan milleti ise Türkler olmuştur. Moizzo, derhal Fethi Bey’in karargahına götürülerek sorgulanmıştır. İfadesinde şöyle demektedir:
“Geçtiğim yerlerde çok asker gördüm, indiğim zaman daha az olduklarını farkettim, yüksek irtifadan çöl fundaları asker zannını vermektedir.”
Moizzo, Türklerin esareti altında oldukça iyi muamele görmüş ve hatta kız kardeşine telgraf çekmesine müsaade edilmiştir. İlerleyen süreçte ikinci bir İtalyan uçağı yine tüfek ateşi sonucu yaralanarak Türk hatlarının gerisine iniş yapmak zorunda kalmıştır.
İlk psikolojik hava muharebesi tatbikatı
Savaşın psikolojik boyutu ile de Türkleri sıkıştırmak isteyen İtalyanlar, tarihte uçakla ilk beyannameyi atmışlardır. Araplara yönelik mesaj içeren beyannamede şöyle denmekteydi;
“Bizimle gelmek için ne bekliyorsunuz? Camilerinizde ibadet etmek arzusunu duymuyor musunuz? Ailelerinizle sakin yaşamak istemiyor musunuz? Bizim de kitabımız var, biz de namuslu ve dindarız. İtalya babanızdır. Çünkü memleketimiz, anneniz Trablus’la evlenmiştir.”
Uykuda avlama çabası: Gece bombardımanı
Trablusgarp Savaşı havacılık tarihinde birçok ilke sahne olmuştur. Bu ilklerden bazıları 11 Haziran 1912’de yapılan ilk gece borbardımanıdır. Yüzbaşı Marengo tarafından yapılan harekât pek başarılı olmamıştır. Tarihin ilk hava harp kurbanı ise Asteğmen Manzini’dir. 25 Ağustos’ta tayyaresi ile denize düşmüştür.
Savaşın az bilinen tarafı: Draken
Savaşın iyi bilinen tarafı uçaklardır. Kullanılan balonlar ise az bilinen tarafıdır. Trablusgarp dışında Adriyatik Denizi, Ege Adaları, Çanakkale Boğazı ve Kızıldeniz’de de süren çarpışmalarda balonlar da kullanılmıştır. 4 adet balonu bulunan İtalyan Hava Kuvvetleri bu balonlardan ikisini Çanakkale Boğazı’nı bombalamak için yapmıştır. Aerostatik Balon Bölümü (Draken) ismi ile teşkilatlanan bu birim, daha çok deniz top ateşlerinin koordine edilmesinde çok etkin bir rol oynamıştır. Bu süreç Birinci Dünya Savaşında da böyle devam etmiştir.
712 uçuş görevi yapıldı
1 yıl süren savaş neticesinde Libya’da yüzlerce bomba atılmış ve süre 712 uçuş görevi olarak hesap edilmiştir. Savaşın sonuna doğru, sayıca ve mühimmat olarak üstün olan İtalya yoğun bir karşı hamleyle karşılaşmış, sadece ince bir kıyı şeridini kontrol altında tutabilmiştir. Üstelik Osmanlı Devleti, ne asker gönderebilmiş, ne donanma çıkartabilmiş, ne de havadan destek sağlayabilmiştir. Nihayetinde İtalya, On İki Ada’yı işgal etmiş, Balkan Savaşı tehlikesi üzerine Osmanlılar barış talebinde bulunmuşlardır. 18 Ekim 1912 tarihinde Lozan yakınlarında Ouchy’de bir anlaşma imzalanarak savaş son bulmuştur. Savaşın nihai sonucu; Libya’nın 3 bölgesi olan Trablusgarp, Sirenayka ve Fizan İtalyanlara bırakılmıştır.
Taktik stratejiler bu savaş sonrasında yeniden planlandı
Taktik stratejilerin değiştiği ve havacılığın askeri boyutta öneminin arttığı 20. yüzyılın ilk çeyreğinde meydana gelen Trablusgarp Savaşı, I. Dünya Savaşı’na giden süreçte uçakların bir deneme sahası olmuştur. Bu savaşta Osmanlı birlikleri uçak kullanamasa da, karşı hamle ile havacılık tarihinde birçok ilklere imza atmışlardır. Trablusgarp ile başlayan harp silsilesi Balkanlarda ve Harb-i Umumi’de devam etmiştir. Osmanlı otoritesi, bu savaşlar için yoğun bir pilot eğitimine ve tayyare teminine başlamıştır. Balkan Savaşlarında ve 3 savaş unsurunun aynı anda kullanıldığı Çanakkale Cephesi’nde yaşanan savaşlarda Osmanlı’nın, düşman birliklerinin hava saldırılarına hazırlıklı olmasında; Libya hava sahasında yaşanan gelişmeler önemlidir. En nihayetinde Türk-İtalyan Savaşı, askeri havacılığın dünyada yayılmasına öncü olmuştur.
Kaynaklar
AVCI, Cenk. Çanakkale Cephesi’nde Hava Savaşları, Genelkurmay ATASE Yay., Ankara 2009.
İLMEN, Süreyya. Türkiye’de Tayyarecilik ve Balonculuk Tarihi, İbrahim Horoz Basımevi, Ankara 1947.
KANSU, Yavuz. ŞENSÖZ, Sermet. ÖZTUNA, Yılmaz. Eski Çağlardan 1. Dünya Savaşına Kadar Havacılık Tarihinde Türkler 1, Hv.K.K. Basım ve Neşriyat, Ankara 1971.
KENNEDY, Paul. Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri, Türkiye İş Bankası Yay., Ankara 1990.
KURTER, Ajun. Türk Hava Kuvvetleri Tarihi I, Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı, İstanbul 2009.
SARP, İrfan. Türk Hava Kuvvetlerinin Doğuş Yılları, Pozitif Yay., İstanbul 2010.
ŞIVGIN, Hale. Trablusgarp Savaşı ve 1911-1912 Türk-İtalyan İlişkileri, ATAM Yay., Ankara 1989.
TÜRKMEN, Zekeriya. “Türkiye’de Havacılık Teşkilatının Kuruluşunda Harbiye Nazırı Mahmut Şevket Paşa ve Döneminde Gerçekleştirilen Faaliyetlere Bir Bakış”, Türk Hava Kuvvetlerinin 100’üncü Yılı Uluslararası Tarih Sempozyumu 8-10 Şubat 2011, Genelkurmay Başkanlığı Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Mayıs 2013.
VAGNINI, Alessandro, “İtalyan-Türk Savaşı’nda İtalya Hava Kuvvetleri: Uzun Süreli Bir Geleneğin İlk Adımı”, Türk Hava Kuvvetlerinin 100’üncü Yılı Uluslararası Tarih Sempozyumu 8-10 Şubat 2011, Genelkurmay Başkanlığı Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Mayıs 2013.
YALÇIN, Osman. Türk Hava Harp Sanayii Tarihi, Türkiye İş Bankası Yay., İstanbul 2013.
İstikbâl Göklerin Gökler Bizimdir 1, Yayına Haz.: Oktay VEREL, Türk Hava Kurumu Yay., İstanbul 1985.
Yanıtla