Büyük Selçuklu Devleti, birçok saltanat mücadelesine ev sahipliği yapmıştır. Bunlardan pek bilinmeyeni de Alp Arslan ve kardeşi, Melikşah ve amcası olarak bir kişi etrafında dönmüştür: Kara Arslan Kavurd Bey.
Kirman Meliki Kavurd’un Sultan Alp Arslan’a İsyanı
Çağrı Bey’in büyük oğlu Kara Arslan Kavurd Bey, Dandanakan Savaşı’ndan sonra toplanan kurultayda Kirman yönetimine getirildi. Kavurd Bey, Sultan Tuğrul’un vefatının ardından, yerine sultan ilan edilen kardeşi Alp Arslan’ın hâkimiyetini her ne kadar tanımak istemese de ilk başta itaatini bildirdi ve Sultan Alp Arslan adına hutbe okuttu. Ancak bir müddet sonra kendi adına sikke kestirip hutbe okutunca Sultan Alp Arslan ile karşı karşıya geldi (459/1067) [1]. Savaşın sonunda ise Melik Kavurd, sultandan af dilemek zorunda kaldı. Ancak Sultan Alp Arslan, oğlu Melikşah’ı veliaht ilan edince, belki de kardeşinden sonra tahtı ele geçireceğini umut eden Kavurd Bey, yeniden isyan etti (461/1068-1069).
Sultan Alp Arslan’ın Kavurd Bey Hakkındaki Vasiyeti
Sultan Alp Arslan, iki yıl arayla iki defa isyana kalkışan kardeşi Kavurd Bey’e güvenmiyordu ve veliaht ilan ettiği oğlu Melikşah’a bu durumdan bahsetmişti. Kendisi öldüğünde, Kirman ile Fars bölgelerinin Kavurd Bey’e bırakılmasını ve onun Seferiyye Hatun ile evlenip Şiraz’a yerleşmesini vasiyet etmişti. Ayrıca, tahsis ettiği bir miktar paranın da kendisinden sonra Kavurd Bey’e verilmesini, ancak isyana kalkışırsa bu paranın onunla mücadele yolunda harcanmasını da tembihlemişti.
Melik Kavurd’un Melikşah’a İsyanı:
Durum tam olarak Sultan Alp Arslan’ın tahmin ettiği gibi oldu ve Kirman Meliki Kavurd Bey, gençliği ve tecrübesizliği sebebiyle Melikşah’ın hükümdarlığa layık olmadığını bildirerek taht mücadelesi için yeniden harekete geçti.
Babasının ölümünün ardından Melikşah, Kavurd Bey’e mektup göndererek amcasının gönlünü alıp kendi yanına çekmeye çalıştı. Ancak mektubuna karşılık olarak “Ben büyük kardeş, sen küçük oğulsun. Senden çok ben kardeşim Sultan Alp Arslan’ın mirasına lâyığım.” yanıtını aldı. [2]
Amcasının saltanatta hak iddia ettiğini gören Melikşah ise “Oğul var iken kardeş mirasa konamaz.” yanıtını vererek tahtın kendi hakkı olduğunu hatırlattı. [3] Melikşah’ın yanı sıra, Emir Temirel, Vezir Nizamülmülk gibi isimler de çeşitli mektuplar göndererek Kavurd Bey’i tahriklere kapılıp sultanlık iddiasında bulunmaması için uyardılar. Ancak Kavurd Bey vezir ile diğer divan üyelerinin tahriki ve Melikşah’ın ordusundaki askerlerin kendisine gönderdiği destek mektupları sebebiyle taht mücadelesinin sonunda zafer elde edeceğine inanmıştı. Bu sebeple Türkmenlerin de desteğini alacağı umuduyla başkent Rey’e doğru yola çıktı.
Kavurd Bey ve Sultan Melikşah’ın Ordularının Karşılaşması
Babasının haklı çıktığını gören Melikşah derhal Rey’e giderek babası Alp Arslan’ın hazinesinden çok miktarda para, elbise ve silah alarak bunları Türkmenlere dağıttı ve askerleri kendi tarafına çekti. Melikşah’ın ordusu karşısında direnemeyen Kavurd Bey’in ordusu üç gün üç gece süren savaşın ardından mağlup oldu ve Kavurd Bey, Hemedan dağlarına kaçtı (465/1072-1073).
Yakalanıp Melikşah’ın huzuruna getirilen Kavurd Bey aman diledi. Sultan Melikşah amcasının canını bağışladı, ancak Vezir Nizamülmülk, Hemedan’a götürülüp orada hapsedilen Kavurd Bey’in, ordudaki askerler arasında birçok taraftarları olması sebebiyle, devlet için tehlikeli olduğunu düşünüyordu.
Ordudaki Melik Kavurd Taraftarları: “Yaşasın Kavurd!”
Vezir endişesinde haklıydı. Askerler Nizamülmülk’e “Eğer Sultân bizim ıktâ’larımızın ve bahşişlerimizin (en’âmât) artırılmasında ihmâl ve gaflete düşerse, saadet Kavurd’un olsun” diyerek eğer Sultan Melikşah savaştaki başarılarından dolayı kendilerini ödüllendirmezse Kavurd’un hâkimiyetini tanıyacaklarını ima etme cüretini gösteriyorlar, “Yaşasın Kavurd!” diye haykırıyorlardı [4]. Bunun üzerine Vezir Nizamülmülk ihtiyatlı davrandı ve “Sizin isteğinizi bu gece Sultân’a arz ederim, bakalım ne diyecek.” diyerek askerleri teskin etti. [5]
Meseleyi derhal Sultan Melikşah ile paylaşan Vezir, Sultan’ı amcasının öldürülmesi gerektiğine ikna etti.
Melik Kavurd’un ölümü hakkında kaynaklarda iki farklı bilgi mevcuttur. Bunlardan ilki (Bir Ermeni yahut bir Kıpçak tarafından) kendi yayının kirişiyle öldürüldüğü, diğeri ise zehirli şerbet içirilerek öldürüldüğü yönündedir.
Kavurd Bey’in Ölüm Haberi
Kavurd Bey’in “öldürüldüğü” haberi askerler arasında yeni bir karışıklığa sebep verebileceğinden dolayı onun ölümü askerlere farklı şekilde bildirildi. Vezir Nizamülmülk, bir önceki görüşmede ıktâ ve bahşişlerinin arttırılmasını isteyen askerlerin yanına döndüğünde, sultân çok üzgün olduğu için kendilerinin isteğini sultâna iletemediğini şu sözlerle bildirdi:
“Dün gece Sultân, hapiste yüzük taşındaki zehiri emerek can veren amcasının ölümünden dolayı mahzun ve perişân idi. Bu sebeple sizin sözünüzü arz etmem gecikti, ma’zûr görünüz.” [6]
Kavurd Bey’in ölüm haberini bu şekilde alan askerler, bir daha konuyu açmaya cesaret edemediler.
Böylece, ömrünü Selçuklu tahtını ele geçirmeye adayan Kavurd Bey, maksadına ulaşamadan, sessizce dâr-ul-ukbâya göç etti.
Dipnotlar
[1] Kendi adına para bastırmak, hutbe okutmak gibi eylemler hükümdarlık alametlerindendir ve tabi olunan hükümdarın adının sikkelerden ve hutbelerden kaldırılması isyan etmek anlamına gelmektedir.
[2] Nurullah Yazar, Kirman Meliki Kavurd Bey’in Büyük Selçuklu Tahtını Ele Geçirme Teşebbüsleri, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, cilt: 10, sayı: 19, Haziran 2011, s. 229.
[3] Yazar, s.229.
[4] Muhammed bin Hâvendşâh bin Mahmûd Mîrhând, Ravzatu’s-Safa, Tercüme ve notlar: Erkan Göksu, Türk Tarih Kurumu, Ankara 2015, s. 116.
[5] Mîrhând, s. 116.
[6] Mîrhând, s. 117.
Kaynakça
Muhammed bin Hâvendşâh bin Mahmûd Mîrhând, Ravzatu’s-Safa, Tercüme ve notlar: Erkan Göksu, Türk Tarih Kurumu, Ankara 2015.
ÖZAYDIN, Abdülkerim, ‘’Kavurd Bey’’, TDV İslâm Ansiklopedisi, cilt: 25, Ankara, 2002, s.73-74.
Reşîdü’d-dîn Fazlullâh, Câmi’ü’t-tevârîh, Tercüme ve Notlar: Erkan Göksu, Hüseyin Güneş, Bilge Kültür Sanat, İstanbul 2014.
TURAN, Osman, Selçuklular Tarihi ve Türk İslam Medeniyeti, Ötüken Neşriyat, 21. basım, İstanbul 2017.
YAZAR, Nurullah, “Kirman Meliki Kavurd Bey’in Büyük Selçuklu Tahtını Ele Geçirme Teşebbüsleri”, Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, cilt: 10, sayı: 19, Haziran 2011, s. 221-237.
Yanıtla