Antik Palmira kenti Mayıs 2015’te IŞİD’in eline geçmiş ve bütün dünya bir antik kentin yok oluşunu izlemek zorunda kalmıştı. Sonrasında ise bu eşi benzeri olmayan antik kent tekrar IŞİD’in elinden kurtarılmıştı. Kentin Osmanlı dönemindeki fotoğraflarını ve açıklamalarını Ahmed Cemal Paşa‘nın emriyle hazırlanan Suriye ve Filistin ve Garbî Arabistan Abidat-ı Attikası adlı eserden aldık. 1918’de Berlin’de basılan ve açıklamaları aynı zamanda Almanca da verilen kitaptaki Palmira’ya ait bütün fotoğrafları aldık.
Not: Günümüz Türkçesi metin diğer sayfadadır.
Çeviri Metin
Levha 55 – Tedmür (Palmira)
Yukarıda: İki tarafı sütunlu yolları havi olan şehrin bir kısmının manzara-i umumiyesi. En iç tarafta ve solda şems ilahının mabedi, sağda da cimnazyum denilen binanın bakiyesi.
Aşağıda: İki tarafı sütunlu bir caddenin enkazı görülmektedir. Bütün sütunların aynı tarafa devrilmiş olmasına bakılırsa burasının bir zelzeleye uğramış olduğu zannolunur. İç tarafta ve ortada kabristanın kuleleri müşahede olunmaktadır.
Tedmür, Şam’ın 260 kilometre şimal-i şarkîsinde ve çölün ortasındadır. Ehemmiyeti zengin menabii havi olmasından münbaisdir ki Bağdat’tan Suriye’ye gitmekte olan kervanların daha zaman-ı kadimden beri Tedmür’den geçen yolu tercih etmesine de sebep bu idi. Husula gelen münasebet-i ticariyye badelmilat daha birinci asırda bile şehrin iktisab-ı servet etmesine bais olmuş idi. En parlak devri badelmilat üçüncü asra ve Kral Zenubye’nin zamanına müsadiftir ki şimdiye kadar mahfuz kalan mebani-i müzeyyenesinin kısm-ı azimi işte bu zamandan kalmadır. Mebani-i mezkure kadimen binlerce sütunu havi iken bugün bunlardan takriben yalnız dört yüz adedi kalmıştır. Zenubye Mısır’a ve Asya-yı Sugra’ya kadar tevsi-i satvet ve hükümet etmiş olduğundan nihayet Romalılarla çarpışmış, ve badelmilat 273 senesinde İmparator Aureliyanus şehri fethederek Zenubye’yi Roma’ya götürmüş olduğu için İmparatorla beraber şehre kemal-i tantana ile dahil olmuştur. Bunu müteakip Tedmür’de zuhur eden bir isyan üzerine şehir tekrar fethedilerek ahalisinin kısm-ı azimi katl, bir çok binalar hedmolundu ve bu suretle Tedmür’ün azimeti hitama erdi. Tedmür hakkında en mühim eser Vod ile Davkins tarafından 1759’da neşredilmiş ve Fransızca’ya tercüme edilerek Les ruines de Palmyre dite Tedmur ünvanı altında Paris’te 1812 senesinde tab olunmuştur. O zaman mevcut olan harabelerin adedi bugünkünden daha ziyade olduğu için iş bu kitabın ehemmiyeti pek ziyadedir.
Levha 57 – Tedmür. Büyük Cadde
Sütunlu caddenin cihet-i garbiyyedeki kısm-ı ibtidaisi.
Bu caddenin baş tarafı bilhassa üç kısımdan mürekkep muhteşem bir kapı ile belli edilmiş ve iş bu kapının teferruatı kısmen 59’uncu levhada irase olunmuştur. İş bu caddenin an-asl 375 sütuna havi olan revaklarından bugün takriben 150 adedi baki kalmıştır. Sütun sıralarının gerisinde dükkanlar var idi. Heyet-i umumiye bu günkü çarşı içi sokakları andırmaktadır ki elyevm şarkda o derece muhteşem ve müzeyyen olmamakla beraberemsali görülmektedir.
Levha 60 – Tedmür. Küçük Mabed
Sütunlu büyük caddenin şimal-i garbîsinde kaindir. Metin Korint nizamından tesis edilmiş bulunan bu bina, İmparator Hadriyan’ın namına mezkur bir kitabeye havi olduğu için kabl-elmilat daha ikinci asrın rub-i evvelinde bile mevcut olması icap eder. Burada dahi heykel vazına mahsus olmak üzere sütunlar tatbik edilmiş konsol yani dirsekler görülmektedir. Cellanın [1] duvarları pilpayelerle [2] aksama ayrılmıştır. Dahiline yan tarafta vaki iki büyük pencereden ziya girer idi. Topraktaki toz ile rutubetin su-i tesiratı burada dahi duvarın tahtani-i tabakatına bakınca anlaşılıyor.
Levha 68 – Tedmür (Palmira)
Boyalı nukuş-u cidariyyeye havi taht-el-arz medfen.
1898 senesinde tesadüfen keşfedilmiş olan bu medfen, lühudi havi geniş bir dehliz ile geride daha dar ve kubbeli bir kısımdan mürekkeptir ki bundan pilpayeler arasında sırmalı olarak tertip edilmiş makberler bulunmaktadır. Bu medfen dahilinde cem’en 36 ceset mevcut idi. Pilpayeler beynindeki aralıklar, her biri ufkî safhalarla yekdiğerinden ayrılmış ve birbiri üzerine sırmalı olarak vaz ve tertip edilmiş 5 ile 6 tabuta havi olabilir idi. Bütün bu makberler bugün yağma edilmiştir. Pilpayelere, bir küre-i arz üzerinde duran ve yukarıya merfu bir ellerinde muzafferiyet iklilerinden başka bir de müteveffanın portresini tutmakta olan kanatlı periler, muzaffariyet ilaheleri şeklinde nakş ve tersim olunmuştur. Pilpayelerin en aşağı kısmında hayvanatı musavver resimler yapılmıştır. Kezallik menkuş olan kornişenk üstünde ve nısf-ı daire şeklindeki duvar sathı üzerinde dahi Aşil’in Kral Likomed’in kızları arasında keşfolunuşu musavver bir resim görülmektedir. Tonozlu tavanın ortasında ise kartal tarafından havaya kaldırılan Gabimed tersim olunmuştur. Bütün heyet-i umumiyece bugüne kadar şarkda kalmış bulunan medfenlerin en müzeyyen olanlarından biridir. Bunun ehemmiyeti hakkındaki tafsilat için Strzygowski, Orient oder Rom (Taf. I, s. 1-39) namındaki eserine müracaat olunmak icap eder.
Diğer resimler:
DİPNOTLAR
[1] Cella: Tapınağın içerisinde kült objesinin ya da Tanrı heykelinin korunduğu en kutsal bölüm.
[2] Pilpaye: Fil ayağı.
Günümüz Türkçesi metin için diğer sayfaya geçiniz.
Yanıtla