Osmanlı’da Futbol ve Osmanlı Türkçesi Futbol Nizamnamesi

Bu içerik, Abdurrahman Onur Çalışır tarafından hazırlanmıştır.

Bu içerik, misafir yazar tarafından hazırlanmıştır. Siz de Tarih-i Kadim’de kendi içeriğinizi paylaşmak istiyorsanız tıklayın.

Spor hemen hemen tüm toplumlarında rastladığımız bir etkinliktir. Tarih boyunca güreş, okçuluk, koşu, at yarışı vs. gibi spor etkinlikleri varolagelmiştir. Günümüzün popüler sporlarından, hatta kimi insanların hayatı olan futbol, diğer spor dallarına göre oldukça yeni sayılabilecek bir faaliyettir. 19.yüzyılın sonundan itibaren dünyada ve özellikle de Avrupa’da yavaş yavaş futbol kulüplerinin ortaya çıktığını görmekteyiz. Biz, “Osmanlı’da Futbol ve Osmanlı Türkçesi Futbol Nizamnamesi” isimli bu yazımızda Osmanlı’da futbolun gelişimine ışık tutacağız.

Osmanlı Devleti içerisinde ise en yaygın spor etkinlikleri okçuluk ve güreş olmakla beraber bu faaliyetler de disiplinsiz bir şekilde yürütülmekteydi. 1870’lere gelindiğinde Batılılaşmanın etkisiyle beraber ülkedeki spor faaliyetleri Robert Koleji ve Mekteb-i Sultanî öncülüğünde nizamlı olarak yürütülmeye başlanılmıştı. Futbol bugünkü Türkiye sınırları içerisinde ilk kez İzmir-Bornova’ya yerleşen İngiliz aileler Lafontaine’ler, Giraud’lar, Whittall’ler ve Charnaud’larca oynanmıştır. [1] Selanik ve İzmir’in başını çektiği futbol müsabakaları ilk zamanlar Rumlar arasında yayılmıştır.

1894 yılında ise ilk futbol klübü İzmir’de İngilizler tarafından kurulacaktır: Football Clup Smyrna (İzmir Futbol Kulübü).

1985’te ise başkent İstanbul’da futbol müsabakaları yapılmaya başlanmış, 1904’e kadar İzmir karma takımları ile İstanbul karma takımları arasında oynanan maçların hepsini İzmir karması kazanmıştır. Osmanlı Devleti içerisinde futbol ilk bu şekilde Rum tebaa ve İngilizler’in öncülüğünde ortaya çıkmış ve kısa sürede popüler hale gelmiştir. Türkler arasında yayılması ise istibdat yönetimi dolayısıyla pek mümkün olmamıştır. Buna rağmen ilk Türk futbol takımı Amiral Hüseyin Hüsnü Paşa’nın Mekteb-i Bahriye öğrencisi olan oğlu Fuad Hüsnü Bey tarafından İstanbul’da, dikkat çekmemek için, İngilizce bir isimle “Black Stocking”(Siyah Çoraplılar) kurulmuştur. İlk maçını 26 Ekim 1901 günü Papazın Çayırı’nda Rum takımına karşı yapan takım-5-1 yenilecektir. Bu takımın kadrosi ise şöyle idi: Fuad Hüsnü, Reşat Danyal, Kemal Nuri, Fahri, Nureddin, Hafız Mehmed, Hafız Mustafa, Emcet, Şevki ve Tamburacı Osman Pehlivan Beyler… Ancak bu maç takımın ilk ve son maçı olmuş çünkü kısa süre sonra saraya jurnallenen takımdan bazı isimler yakalanmış, bazıları ise kaçmıştır. [2]

Fuad Hüsnü Bey’in futbol macerası sona ermeyecek, 1908 yılından itibaren 3 sezon Galatasaray’da oynayarak şampiyonluk sevinci yaşamıştır. 1912’de İngiltere’ye subay olarak gönderildiyse de orada da futbol yaşamına ara vermemiştir. I. Dünya Savaşı çıkınca memlekete geri dönecek, savaş sonrasında ise 1915-21 tarihleri arasında Fenerbahçe’nin teknik direktörlüğünü yürütecektir.

1908-09 İstanbul Futbol Ligi Şampiyonu Galatasaray ve Şampiyonluk Şilti

Daha sonra ise İstanbul’daki İngiliz kulüpleri kendi aralarında 1903’te bir lig kurmasıyla artık futbol ülkemize tam olarak yerleşmeye başladı. Kadıköy’deki çayırlarda İngilizler ile Rumlar arasında oynanan maçlar futbolun kalbi konumundaydı. Ne var ki Türkler hala etkinlikleri izleyen konumdaydılar. Taa ki Mekteb-i Sultanî’nin 10. sınıf öğrencisi Ali Sami (Yen)’in öncülüğünde 20 Ekim 1905 günü Galatasaray’ı kurana kadar. Bu takım 1905-1906 sezonunda üçüncüsü düzenlenen İstanbul Futbol Ligi’ne katılan ilk Türk takımı da olmayı başarmıştı. 1907’de ise Kadıköy’deki bir grup genç tarafından, bir diğer efsane Fenerbahçe takımı kurulmuştu.

1907-1908 sezonunda ise Galatasaray ligde şampiyon olmuş ve böylece ilk kez bir Türk takımı İstanbul Ligi’ni şampiyon olarak tamamlamıştı. [3]

Bu şampiyonlukla Türk futbol tarihinde, II.Meşrutiyet’in getirdiği hava ile yeni bir dönem başlıyor, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin ardından İzmir, Ankara, Trabzon ve Adana gibi illerimizde de takımlar kurulmaya başlanılıyordu. 1903’te bir jimnastik klübü olarak kurulan Beşiktaş da futbola bu dönemde el atacaktır. Artık futbolda Türk takımları söz sahibi olmaya başlamış ve bu gelişme şampiyonlukları da beraberinde getirmişti.

Fenerbahçe’nin İlk Şampiyonluğu, 1911-12 Sezonu

1911-1922 arasında ise kulüplerimizin nice oyuncuları birçok cephede şehit düşmüşlerdir. 1923 yılına gelindiğinde ise artık Cumhuriyet kurulmuş ve yeni rejimin kurumları oluşmaya başlanmıştı. Bu kurumlardan birisi de Türk sporunun ilk örgütü olan Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı idi. Ülkedeki sporun disiplinli bir şekilde yürütülmesi amacıyla kurulan TİCİ, gerek yur içindeki milli hisleri hareket geçirme, gerekse yurt dışında yeni kurulan devletin tanıtımı yapma misyonunu da üstlenmişti. [4] Bu dönemde, 1923 yılında TİCİ çatısı altında ilk futbol federasyonu Türkiye Futbol Heyet-i Müttehidesi kurulmuştur. Federasyon aynı sene FIFA’ya üyelik için baş vurmuş ve 21 Mayıs’ta 26.üye olarak kabul edilmiştir. [5] Aşağıda bazı maddelerini çevirdiğimiz nizamname 1924’te, “Asosiyeşın Beynelmilel Federasyanu Nizamnamesi” adı altında, Türkiye Futbol Heyet-i Müttehidesi tarafından yayınlanmıştır. Bu nizamname, FIFA’nın o yıllardaki nizamnamesinin Türkçe çevirisi niteliğindedir.

Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı Futbol Heyet-i Müttehidesi
Asosiyeşın Futbol Beynelmilel Federasyonu Nizamnamesi

2 – Federasyonun maksadı, asosiyeşın futbolun beyelmilel inkişafını temin ve murakebe eylemekdir.

12 – Beynelmilel futbol federasyonunun erkan-ı resmiyyesi, senelik kongrece müntehab bir reisi, birinci reisi vekili, bir ikinci reis vekili ve bir katib – veznedardan ibaretdir. (Amsterdam 19-20 Mayıs 1907)

21 – Beyelmilel federasyona dahil bulunan teşkilatın, ve bunlara mensub klüblerin ve azasının beyelmilel federasyona dahil olmayan teşkilat, klübler ve şahsiyetler ile oyun oynamaları memnudur. Gerek beyelmilel federasyona dahil teşkilat, gerekse bu teşkilata mensub klübler, kendi sahalarında beynelmilel federasyona dahil olmayan klüb veya takımların oyun oynamalarına müsaade edemezler. (Viyana 7-8 Haziran 1907)

34 – Beynelminel dederasyona dahil her teşkilat asossiyeşın futbol oyununu Büyük Britanya Beynelmilel Komitesince mevzu kavaide tevfikan oynayacak ve her sene bu kavaidin birer nüshası Beynelmilel Federasyonunca kendine mensub teşkilata gönderilecekdir. (Amsterdam 19-20 Mayıs 1907)

35 – Senelik kongrede, kavaidname-i resmiyyenin federasyona mensub memleketler esasına bir suret-i sahihede tercümesine nezaret etmek üzere bir komite teşkil olunacaktır. (Dresden 4-5 Haziran 1911)

Bu komite, oyun nizamatından Fransızca ve Almanca tercümelerini tesbit eder. Başka lisanlara yapılan tercümelerden aid oldukları teşkilatlar mesuldür. Bu komite tarafından tesbit edilen tercümeler, yegane resmi tercüme itibar edileceklerdir. (İstokholm 30 Haziran, 1 Temmuz 1912)

Dipnotlar

[1] Cem Atabeyoğlu, “Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Spor”, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, Cilt 6, İletişim Yayınları, İstanbul, 1985, s. 1490.
[2] Erdoğan Arıpınar(ed.), Türk Futbol Tarihi, Cilt 1, Türkiye Futbol Federasyonu Yayınları, Haziran 1992, s. 11-13
[3] Arıpınar, a.g.e., s. 15.
[4] Ayrıntılı bilgi için bkz.: Murat Özmaden, “Türkiye İdman Cemiyeti İttifakı (TİCİ) Dönemi Öilli Ruh ve Milli Temsil, Siyasi ve Milli Propaganda ile Ülkeyi Tanıma-Tanıtma Çabaları”, Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, Cilt: 7, Sayı 1, 2010.
[5] http://www.tff.org/default.aspx?pageID=294