Bu içeriğimizde; Selçukluların kuruluş sürecindeki en önemli isimlerden olan Çağrı Bey’in, örneklerle 5 liderlik vasfını aktardık. İyi okumalar dileriz.
Bu içerik; İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nde Büyük Selçuklular Tarihi üzerinde çalışan Prof. Dr. Cihan Piyadeoğlu (@cihanpiyadeoglu) tarafından hazırlanmıştır. Katkılarından ötürü kendilerine teşekkür ederiz. Kendisiyle gerçekleştirdiğimiz röportajı Youtube kanalımız üzerinden izleyebilirsiniz.
1. Çağrı Bey, deha seviyesinde bir liderdir.
Çağrı Bey’in birtakım savaşlarda yapmış olduğu bazı davranışları ilk anda anlamak mümkün değildir. Örneğin, Ulyaabad Muharebesi’nde küçük sayılabilecek bir kuvvetle, tam donanımlı Gazneli ordusunun karşısına çıkması ilk anda anlamsız bulunmuş ve başta Gazneliler olmak üzere herkeste şaşkınlığa neden olmuştur. Ancak daha sonra bunu rakibin savaşma gücünü ölçmek amacıyla yaptığı anlaşılmıştır. Diğer bir örnek ise 1039 tarihindeki Serahs Muharebesi sırasında kendine bağlı kuvvetlerle savaş alanını bir anda terk etmiş olmasıdır. Bunun sebebi ise savaşın kendi taktiklerine uygun bir şekilde yapılmıyor olması, diğer bir ifadeyle Gazneliler ile yüz yüze savaşılmasıdır. Oysa Selçuklular için en uygun taktik vur-kaçtır. Neticede onun haklı olduğu birkaç gün sonra tekrar başlayan savaşta anlaşılmıştır. Nitekim bu kez vur-kaç taktiğiyle savaşılmış olması, Gaznelileri zor durumda bırakmış ve barış istemek zorunda kalmışlardır.
2. Çağrı Bey, karar verici bir liderdir.
Selçuklular’ın 1035 tarihinde Horasan’a gelmesiyle birlikte Gazneliler ile yaptıkları mücadeleler büyük sıkıntı yaşamalarına neden olan türdendir. Özellikle 1039 tarihinde Sultan Mesud’un topyekûn harekete geçmesi zorlukları daha da arttıran bir gelişmedir. Bu süreçte üç Selçuklu liderinden ikisi, yani Tuğrul Bey ile Musa Yabgu kaçmaktan yana görüş bildirirken, “…Savaşalım, yenilirsek kaçarız.” diyerek onları savaşa teşvik eden Çağrı Bey’dir. Yani Dandanakan Meydan Muharebesi’nden hemen önce yapılan toplantıda Tuğrul ve Musa, Horasan’dan gitmeyi önermişken, daha sonra konuşan Çağrı’nın karşı görüşü neticesinde savaşa karar verilmiş, bu karar Selçuklular’ı bağımsızlığa götürmüştür.
3. Çağrı Bey, siyaset bilen bir liderdir.
Bilindiği üzere bağımsızlık kazanıldıktan sonra ülke üç Selçuklu lideri arasında paylaştırılmış; bu paylaşımda Çağrı Bey, Merv merkezli Horasan’a hâkim olmuştur. Bunun anlamı, batıdaki zayıf devletlerin aksine Gazneliler ve Karahanlılar gibi iki güçlü devlete komşu olmasıdır. Her iki devlet de Horasan’a hâkim olma düşüncesi taşıdığı için bir süre sonra mücadeleler başlamış, bu iki devletin ilerlemesini engelleyen Çağrı Bey olmuştur. Onların durdurulması, Tuğrul Bey’in arkasını düşünmeden hızlı bir şekilde batıya doğru ilerlemesini sağlayan en önemli sebeptir. Bunun içindir ki, 1040 tarihinde Merv’de kurulan devlet, 1048 tarihinde Erzurum yakınlarında Bizans ile savaşacak duruma gelmiş ve 1055 tarihinde de İslam dünyasının en önemli şehri durumundaki Bağdad’a hâkim olabilmiştir.
4. Çağrı Bey, gerektiğinde barışmayı bilen bir liderdir.
Bir dönem Gazneliler ve Karahanlılar ile yapılan mücadeleler uzun süre devam etmiş ama üç taraf da net bir sonuç elde edememiştir. Bunu fark eden Çağrı Bey; ilk olarak Karahanlılar, daha sonra da Gazneliler ile barış anlaşması yaparak insan kaybı ve maddi kaynak israfını önlemiştir. İki devletle de yapılan anlaşmalar uzun süre devam etmiş, bu da Selçuklu Devleti’nin bütününe olumlu anlamda yansıyan bir gelişme olmuştur.
5. Çağrı Bey, iyi eğitici bir liderdir.
Çağrı Bey, en büyük oğlu olmamasına rağmen Alp Arslan’ı yanında tutarak onun iyi bir yönetici olmasını sağlamıştır. En başında Alp Arslan’a güvenmiş ve ona askere komuta etme yetkisi vererek, iyi bir asker olmasına katkı sağlamıştır. Bu tutum farklı zamanlardaki mücadelelerde de devam ettirilmiştir. Ayrıca kendi idari bölgesinde beş şehirden oluşan ayrı bir bölge teşkil etmiş, Alp Arslan’ı bunun başına getirerek idari becerilerinin de artmasını sağlamıştır.
Nizâmü’l-Mülk gibi iyi bir medrese eğitimi almış, İran’ı ve İranlıları tanıyan birini de onun eğitimiyle görevlendirmiştir. Aslında bakıldığında bütün bu yapılanlara ek olarak Nizâmü’l-Mülk’ü onun yanına vermesi, oğlunu Büyük Selçukluların hükümdârlığına hazırlıyor olmasına kanıt gibidir. Bununla birlikte bu konuda verilebilecek en önemli örnek Malazgirt Meydan Muharebesi sırasında Alp Arslan’ın uygulamış olduğu taktiktir. Bu taktiği, Çağrı Bey’in Gazneliler ile yapılan bir mücadelede komutanlarına verdiğine dair bilgi bulunmaktadır. Bu da Alp Arslan’ın Çağrı Bey tarafından sıkı bir şekilde eğitilmiş olduğunu gösterir niteliktedir.
Yanıtla