Bu içerik, Habibe Çalışkan tarafından hazırlanmıştır.
Bu içerik, misafir yazar tarafından hazırlanmıştır. Siz de Tarih-i Kadim’de kendi içeriğinizi paylaşmak istiyorsanız tıklayın. |
Kanuni Sultan Süleyman’ın 1533-1536 yılları arasında çıktığı Irakeyn seferinde Sultan ve ordusu, İstanbul-Tebriz arasında yer alan Türk-İslam menzil şehirlerinde konaklamıştır. Osmanlı tarihçisi Matrakçı Nasuh, tam adı “Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn-i Sultan Süleyman Han” olan eserinde menzil şehirlerini resmetmiştir. Bu eser 109 varak, yani 218 sayfadan oluşmaktadır. 132 sayfasında toplam 107 minyatür ve 25 resimli metin yer almaktadır. Nasûh’un bu çalışması Anadolu, Batı İran ve Irak şehirlerinin topografyasıyla ilgili bilgiler içermektedir.
Matrakçı Nasuh’un, şehirleri farklı özelliklerine göre resmettiği eserini gelin birlikte inceleyelim…
1 – Kadim Şehir İstanbul
Eserinde resmettiği ilk şehir, güzergahın başladığı İstanbul’dur. Sağ varağın tamamı tarihi sur içini kaplarken, sol varakta ise Galata ve Haliç görülmektedir. Sur içinde yapıların detaylarına bakacak olursak; Topkapı Sarayı’nı, eski Bizans sarayının olduğu tarihi Hipodrom ya da At Meydanı’ndaki yüzlerce yapıyı tek tek resmettiği görülmektedir. Sadece burada bulunan yapılardan, yeni bir yazı konusu oluşturulabilir…
2 – Sefer Dönüşü, Adana Ramazanoğlu Sarayında Ağırlanan Sultan
Kanuni Sultan Süleyman’ın “Irakeyn” seferi dönüşünde, 14 Aralık 1535 Salı günü Adana’ya geldiği ve burada iki gece kalıp avda vakit geçirdiği, üçüncü gün Adana’dan ayrıldığı bilinmektedir. Adana’da bugün bir parçası kalmış olan Ramazanoğlu sarayında ikamet ettiği düşünülmektedir. Matrakçı dört tarafı surlarla çevrili şehirde Ramazanoğulları ve Osmanlı dönemine ait yapıları da resmetmiştir.
3 – Vadi İçinde Bir Şehir, Bitlis
Eski çağlardan günümüze, iki dağ arasına kurulu Bitlis vadisini Matrakçı Nasuh doğa şartlarına göre aynen resmetmiştir. Kentin kurulduğu günden bugüne rivayet edilen bilgiler ışığında Büyük İskender’in komutanı Bidlis’e yaptırdığı kale, resmin odak noktasını oluşturmaktadır. Bugün hala ayakta duran ve kentin omurgası olan yapı, minyatürde iç ve dış kale olmak üzere resmedilmiştir. Kale içindeki yapılar tespit edilebilen halleriyle, sırasıyla; Ulu Cami, Şerefiye Külliyesi, Han Hamamı’dır.
4 – Ortasından Fırat Nehri Geçen Erzincan
1534 tarihinde ordu, Sivas üzerinden Erzincan’a geçmiştir. Matrakçı Nasuh, Erzincan şehrinin ortasından geçen Fırat Nehri’ne odaklanmıştır. Etrafı dikdörtgen surlarla çevrili Erzincan’ı dağlar arasında düz ve yeşil bir şehir olarak göstermiştir. Surların yer yer parçalandığı resimden okunabilmektedir; Matrakçı kale içerisinde iki ve tek minareli camilere, büyük yapılara ve evlere de ayrıca yer vermiştir.
5 – Eskişehir‘in Kurşunlu Külliyesi ve Hamamları
Matrakçı Nasuh’un Eskişehir resminde, merkezde Çoban Mustafa Paşa tarafından 1517-1525 yılları arasında inşa edilmiş beyaz bir sur duvarının çevrelediği Kurşunlu Külliyesi görülmektedir. Günümüzde bölgeyi ziyaret ettiğimiz zaman külliyeye ait başta cami olmak üzere bazı eserlerin hala yerinde olduğunu görmekteyiz. Matrakçı, Eskişehir’in içinden geçen su kaynağına ve hamamlara özellikle dikkat çekmiştir. Hamamların resmedildiği bu bölge günümüzde ‘Hamam Yolu’ olarak anılmaktadır.
6 – Erzurum‘un Ilıcaları ve Gök Kubbeleri
Matrakçı Nasuh’un Erzurum haritasında beldenin ismi ‘Ilıca-i Erzurum’ olarak merkeze yazılmıştır; şehre gelen suyun kaynağından doğuşu ise resmin sol üst köşesinde göstermiştir. Su yolu takip edilerek şehrin sokaklarındaki çeşmeler resimde incelenebilmektedir. Dört tarafı surlarla çevrili şehrin içerisinde gök kubbelerin süslediği camiler ve medreselere de ayrıca dikkat çekilmiştir.
7 – Halep‘in Görkemli Kalesi
Yavuz Sultan Selim döneminde Mercidabık Savaşı ile Osmanlı hakimiyeti altına giren şehirde Matrakçı Nasuh, Halep Kalesi’ne ve şehrin zenginliğini yansıtan çarşılara odaklanmıştır. Dükkanları ve hanlarıyla ünlü şehirde bu mimari planların harita üzerinde resmedilmesi şehrin ekonomik zenginliğine dikkat çekmektedir. Dört tarafı surlarla çevrili şehrin İç Kale etrafını sularla çevrili ayrı bir sur duvarı korumaktadır; Matrakçı şehrin güvenlik unsurlarını ayrıca resmetmiştir.
8 – Kalelerin ve Mevlana Ruhunun Kuşattığı Şehir, Konya
Matrakçı Nasuh’un Konya resminde ilk dikkat çeken unsur, tepelerin üzerinde Selçukluların Konya’ya egemen olmak için aldıkları ilk kalelerden Gevale Kalesi görülmektedir. İç Kale’nin çevirdiği şehrin sağ tarafında yeşil kubbesi ‘kubbetü’l hadra’ ile Mevlana Türbesi resmedilmiştir. Resmin tam merkezinde yer alan iki kubbeli yapı Sultan Alaeddin Köşkü’dür. Bu eserlerin yanı sıra İnce Minareli Medrese, Sahip Ata Cami, İplikçi Cami gibi eserler de resimde görülmektedir.
9 – İçinden Dicle Geçen Bağdat ve İklimi
İslam dünyasının önemli ilim ve kültür merkezlerinden olan Bağdat, Kanuni Sultan Süleyman tarafından 1534’te Osmanlı topraklarına katılmıştır. Matrakçı Nasuh bu şehri resmederken doğasından etkilenmiş olmalıdır. Şehrin içinden geçen Dicle Nehri odak noktası olmuştur. Bağdat ikliminde yazlar kuru ve çok sıcak, kışlar yumuşak ve serin geçmektedir; Matrakçı’nın sarı tonu yoğun olarak kullanmasının muhtemel sebebi bölgenin çöl iklimine yakın olmasıdır. Bağdat resminde ayrıca o bölge iklimine uyum sağlayan pars, ceylan, çöl tavşanı gibi hayvanlar da görülmektedir.
10 – Surların ve Kapıların Çevrelediği Şehir, Diyarbakır
Irakeyn Seferi dönüşünde (1535) ordu Diyarbakır’a uğramıştır. Matrakçı Nasuh’un Diyarbakır minyatüründe dört tarafı surlarla çevrili şehrin bir de iç kalesi görülmektedir; burada resmedilen büyük yapılar İç Kale’nin sarayına ait olmalıdır. Resmin merkezinde avlusu ile görünen Ulu Cami dışında beş cami görülmektedir. Matrakçı İç Kale’de şehrin büyük kapıları olan; birisi Dicle’ye açılan Oğrun Kapı, diğeri değirmenlere giden Küpeli Kapı, son ikisi de şehre açılan Fâtih ve Saray kapılarını da resmetmiştir. Şehrin kale kapısı önünde bulunan meyve ağaçlarını da resmetmeyi ihmal etmemiştir…
Not: Matrakçı Nasuh’un, “Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irâkeyn” adlı bu eseri, İstanbul Üniversitesi Kitaplığında, TY, 5964 numara ile muhafaza edilmektedir.
Yanıtla