İstihbarat Savaşları: 16.-17. Yüzyıl İstihbarat Ağı

Bu içeriğimizde, 16-17. yüzyıl dünyası özelindeki istihbarat ağının kısa özetini sizler için derledik. İyi okumalar.

İtalyan Şehir Devletleri

Milano Düklüğü

Geç Ortaçağ döneminin bilgiyi en iyi şekilde tedarik eden şehir devletlerinden biriydi. Milano, özellikle tam manasıyla “signore di novelle” (haberlerin efendisi) olan Francesco Sforza’nın idaresinde etkili bir diplomatlar ve istihbarat toplayıcıları ağı meydana getirerek Francesco’yu “haberlerin efendisi” haline getirmeye gayret etmiştir. Buna ilaveten, Sforza, en başından itibaren Napoli, Roma, Floransa ve Venedik dahil olmak üzere bütün mühim İtalyan şehir devletlerine, savaşlar ve diplomatik kopuşlar esnasındaki birkaç kesintiye rağmen, elçiler göndermişti.

Floransa

İstihbarat ve casusluk ağı, öldürülen Alessandro de Medici’nin yerine Floransa Düklüğü’nün tahtına oturtulmak için on yedi yaşındayken V. Karl’ın seçtiği Toskana Hanedanı Büyük Dukalığı’nın kurucusu I. Cosimo tarafından sistemli olarak geliştirilmiştir. Paolo Preto, geç Rönesans Floransa’nın istihbarat ağının büyük oranda Venedik’in ve diğer büyük Avrupa devletlerinin istihbarat ağlarına benzediğini öne sürmüştür.

Cenova

Cenova hızlı bir şekilde her yerde mevcut olan casus ve muhbirlerin, şüpheli olan her şeye gözcülük ettiği bir denetleme devleti haline geldi. Hükümeti devirme tehlikesini savuşturmak amacıyla, vatandaşların şehirdeki yabancı elçilerin meskenlerine girip çıkmalarını yasaklanmıştı.

Vatikan

İtalyan şehir devletlerinin kademeli bir gerileme safhasına girdikleri on altıncı yüzyılın sonunda, Vatikan, bürokrasi ve devlet yenileşmesinin zirvesi olarak ivme kazandı. Bu bir rastlantı değildi; zira, Katolik Kliisesi, bilgi devletinin yükselişiyle fazlasıyla ilişkilendirilmekteydi ve neticede karma bir kamu hizmeti ve erken modern dünyanın en iyi şekilde teşkilatlanmış bilgi sistemlerinden birini meydana getirmişti.

İmparatorluk İspanyası

I. Felipe çağdaşları arasında devrinin en iyi şekilde haber alan hükümdarı olarak adını yaymıştı; sarayını ziyaret eden yabancı elçilere, sadece bir an için onların şaşkın tepkilerine şahit olmak için güncel olaylara dair eşi benzeri olmayan bilgisiyle gösteriş yapmaktan arsızca zevk alırdı. Felipe, istihbarat çarklarının işleyişini mutlakiyetçi bir şevkle izler, casusların görevlendirilmesi ve ödemelerinin yapılmasından istihbarat operasyonlarının en küçük ayrıntısını dahi saplantılı bir şekilde kontrol ederdi.

Tudor İngilteresi

Erken Modern İngiltere’de bilgi yönetiminin, Kraliyet’in hizmetindeki tek bir yetkilinin tekelinde olmadığını vurgulamak gerekmektedir. Gizli bilgi, Kabine, Has Oda ve Francis Walsingham gibi saygın istihbarat şeflerinin benzersiz casus ağları gibi çok çeşitli kaynaklardan hükümdara ulaşmaktaydı. Erken Modern İngiltere’nin hususiyeti, Parlamento ile Kraliyet arasındaki kimi zaman bazı güç sahiplerinden ve halktan saklanması gereken kapsamlı gizli bilgi üzerindeki şiddetli rekabete dayanmaktaydı.

Bourbon Fransası

Güneş Kral’ın casusluk faaliyetlerine dair hacimli araştırmasında farklı Fransız casusu çeşitlerini saymaktadır; bunlar beş kategoride özetlenebilir; Savaş bölgelerinin içine gönderilen gezgin ajanlar, saray ya da önemli şehir merkezlerinde faaliyet amatör “at sinekleri” Fransız diplomatlarıyla ve noms de guerre’in arkasına saklanarak, Güneş Kral’a istihbarat toplama hizmetlerine sunan yabancı diplomatlarla beraber çalışan bugünkü söyleyişe göre “köstebek” olarak adlandırılacak profesyonel casuslar ve kendi casus ağlarını yaratmış, kralın haklarına hizmet etmek için rekabet eden istihbarat şefleri.

Güneş Kral’ın muhbirleri Avrupa’nın bir ucundan diğer ucuna, Akdeniz’de Marsilya’dan Venedik’e Baltık’ta Kopenhag’a ve Danzig’e ve Kuzey Denizi’nde Hamburg ve Amesterdam’a kadar önemli noktalara yerleştirilmişlerdi.

Osmanlı İmparatorluğu

Esas itibariyle kendine has olan Osmanlı özelliği, sultanların ve yönetimlerinin ana merkezi olan Topkapı Sarayı’nın kapısına atfen Osmanlı hükümeti için kullanılan bir ad aktarması olan Bab-ı Ali’nin, on sekizinci yüzyıla kadar denizaşırı diyarlarda daimi elçilikler tesis etmemekteki sağlam direnişiydi; bunun iki sebebi vardır: Birincisi, Sultan’ın onayını ısrarla rica etmenin Avrupalı güçlerin sorumluluğunda olduğu ve bu yüzden de temsilcilerini Osmanlı başkentine yerleştirmeleri gerektiği manasına gelen gururlu bir Osmanlı üstünlüğü duygusu; ikincisiyse, devletin hizmetinde bulunan merkezi bir kançılaryasıyla beraber kurulan bir devlet bürokrasisinin eksikliği.

Osmanlı İmparatorluğu’nun istihbarat ağları imparatorluğun ileri gelenlerine ve onların amirlerine Avrupalı devletlerin işlerine dair hayati önemde bilgi sağlamada şaşırtıcı bir şekilde etkiliydi. Osmanlı İmparatorluğu’na farklı yollardan Bab-ı Ali’ye ulaşan bilgiyi birbiriyle karşılaştırma ve kıyaslama imkânı veren, bu karma ve akıcı yapıydı.

Fakat Osmanlıların istihbarat faaliyetlerinin etkilerini azaltan husus da daima elçilikler vasıtasıyla kendi doğrudan diplomatik kanallarını kurma yönündeki isteksizlikleri ve yabancı bir ülkenin dini, kültürel ve lengüistik özelliklerine dair bilgi toplamasından sorumlu kurulu bir diplomatik personel teşkilatının eksikliğiydi.

Kaynak: Ioanna Iordanou, Venedik Gizli Servisi, Kronik Kitap, İstanbul, 2020.