Halil Edhem Bey ve “Ankara Ahileri’ne Ait İki Kitabe” Adlı Makalesi

Halil Edhem Bey, kısa bir süre sadrazamlık yapan İbrahim Edhem Paşa’nın oğlu olarak İstanbul’da dünyaya geldi. Diğer kardeşlerinden Osman Hamdi Bey Türk müzeciliğin kurucusu, İsmail Galib Bey ise Türk nümizmatiğinin kurucusu olarak bilinir. Halil Edhem Bey de eğitimini İsviçre ve Fransa’da tamamladıktan sonra ülkeye dönmüştür. Modern anlamda ilk Türk jeologlarından kabul edilmektedir. Dönemin Osmanlı yüksekokullarında jeoloji dersleri vermiş ayrıca bu alanda yazılan eserleri Türkçe’ye çevirmiştir.

Diğer taraftan Halil Edhem Bey tarihe ve sanata da meyilliydi; adının duyulmasını sağlayacak çalışmaları da daha çok bu alanlarda olacaktı. 1892’de, ağabeyi Asar-ı Atika Müze-i Humayun’u müdürü Osman Hamdi’nin yanına müdür yardımcısı olarak geçti. 18 yıl sonra ağabeyinin yerine müdür olan Halil Edhem, bu görevi esnasında tarih ve sanatla ilgili kurum-kuruluşlarda görevde kalmaya devam etti. Cumhuriyet devrinde de bu alanda faaliyetlerine devam etti ve Türk Tarih Kurumu’nda üye olarak yer aldı. Halil Edhem Bey 1938 yılında ise hayata gözlerini yumdu.

Tüm bu süreç içerisinde Halil Edhem kitap-makale yazmayı, bildirilen sunmayı, kataloglar yayınlamayı ihmal etmedi. Eskiçağ tarihinden Osmanlı tarihine kadar geniş bir yelpazede tarih bilimine katkıda bulundu. Aşağıda Latin harflerine aktardığımız makalesi de bu çalışmalarından sadece bir tanesi. Yazarın tercih ettiği yazım şekli korunsa da okumayı kolaylaştırmak için noktalama işaretlerinde bazı düzenlemeler yapılmış, bilinmesi zor olabilecek ifadelerin anlamları parantez içerisinde verilmiştir. Yazının sonunda makalenin Osmanlı Türkçesi metnine de PDF formatında ulaşılabilecektir. İyi okumalar.

Makalenin künyesi şu şekildedir: Halil Edhem, “Ankara Ahileri’ne Aid İki Kitabe”, Tarih-i Osmani Encümeni Mecmuası, Cilt: 7, Cüz: 41, İstanbul, Kanun-u Evvel 1332, ss. 312-315.

ANKARA AHİLERİ’NE AİT İKİ KİTABE

Ahmed Tevhid Bey’in Rum Selçukî Devleti’nin inkirazıyla (yıkılışıyla) teşekkül eden Tavaif-i Mülûk (Beylikler) hakkında bu mecmuada yazdığı makalat-ı müfideden biri de Ankara’da Ahiler hükûmetine hasr olunmuş idi.[1] Ankara’yı ziyaretimizde Ahiler’e dair asar-ı bakiye olup olmadığını araştırdık ve filvaki iki kitabe nazar-ı dikkatimizi celb eylediğinden buraya derc ediyoruz. Bunların hakikaten Ankara’da bir nevi cumhuriyet teşkil etmiş olan Ahilere mi yoksa Ankara eşrafından olarak (Ahi) unvanını taşıyan zevata mı atf edilmek lazım geldiği bilahere tedkike muhtaçtır.[2]

-1-

Arslanhane tesmiye olunan mahalin karibinde vaki Ahi Şerafeddin Camii’nin ağaç minberinin kapısında iki satır Selçukî sülüs hatt ile mahkuk kitabe;

1) عمرالجامع المبارك فى ايام السلطان الاعظم غياث الدنياوالدين ابى الفتح مسعود بن كيكاوس خادالله سلطانا

2) بتوفيق الرب الانام الاخوان صاحب الفتوة والمروة مدالله عمر هما فى شهور سنة تسع و ثمانين و ستماية

-2-

Ahi Şerefeddin Camii’nin karşısında ve bir medresenin ittisalinde Ahi Şerefeddin Türbesi’nin cihet-i şarkıyesindeki pencerenin balasında dört satırlık mermer kitabe:

1)  سمى بانثاء هذ ه العمارة العبدالضعيف الحتاج

2) الى رحمة ربه اللطيف محمد ابن اخى حسام الحسينى بون

3) الله قابه فى الدنيا والآ خرة بحرمة الحسين واخيه و

4) جده و ابنه و امه و بنته فى سنة احدى و ثلثين و سبعماية

 

Baladaki kitabelerden birincisi 687[3] tarihli olmakla Gıyaseddin Mesud-u Sani’nin (Gıyaseddin II. Mesud) defa-i ula hükûmetine müsadiftir. İkinci kitabe ise 731[4] senesine havi olup hiçbir hükümdar ismine havi değildir. Ankara’da imal olunmuş olduğundan bu tarihte orada daha Selçukîler’in hükmü cari olduğu anlaşılıyor.[5]

Şerefeddin Camii minberinin kitabesinde vakfın ismi muharrer değildir. “الاخوان صاحب الفتوة والمروة” ibaresi belki daha o zaman teessüs etmeye başlamış olan Ahiler’e bir işaret olsa gerektir.

İkinci kitabede Ahi Hüsameddin’in oğlu Ahi Muhammed’in ismi muharrerdir ki bunun (Ahi Şerefeddin) namıyla maruf olduğu elan mevcud olan şeceresinin mündericatından müsteban oluyor.[6]

On üç metre tulunda bir tomar şeklinde olan bu şecerede bütün Ahiler’in isimleri tadad olunmakla silsilenamelerini tanzim etmek mümkündür. Biz burada yalnız birkaçını kayd ediyoruz:

Ahiler’in silsilenamesinde her Ahi için bazı malumat vardır, fakat hiçbirinde hükumet ettiklerine dair bir söz yoktur. Ezcümle Ahi Hüsameddin için şöyle yazılıdır: “و هوه صاحب الفتوة والمروة والمعروف بالسخاوة والشجاعة والزهد والعبادة واطعام الطعام على المساكين …. مات فى شوال سنة خمس و تسعين و ستمايه وله من العمر اثنى و سبعين سنة كنيته افندى باصطلاح اهل الروم معناه كيرنا ”.

Ankara kasabasında ve civarındaki kurada taharri edilecek olursa belki Ahiler’e dair bazı vesaik elde edilebilir.

Halil Edhem

DİPNOTLAR

[1]Dördüncü, sene, 1329, s. 1200

[2]Ankara’da gerek Selçukî devrinden gerek Osmanlılar zamanından olmak üzere bir hayli kitabeler vardır. Bunların mecmu’ bir arada olarak neşr olunacaktır.

[3] Miladi takvime göre Hicri 687 senesi Miladi takvimde 6 Şubat 1288-24 Ocak 1289 tarihlerini kapsamaktadır. (ç.n.)

[4]Miladi takvime göre Hicri 731 senesi Miladi takvimde 15 Ekim 1330-3 Ekim 1331 tarihlerini kapsamaktadır. (ç.n.)

[5]Bu mecmuadan Al-i Germiyan kitabelerine dair neşr eylediğim makaleye müracaat, Birinci Sene, 1328, s. 113.

[6]Ahi Şerafeddin Muhammed tarafından tanzim ettirilip Ankara’da Şerafeddin Camii’nde mahfuz olan bu tomar bir aralık İstanbul’da celb olunmuş idi. Bunun yine mahalline gönderildiğini Tevhid Bey makalesinde bildiriyor, s. 1202.

Makalenin Osmanlı Türkçesi halini buradan indirebilirsiniz.