Bir Taht, İki Aday: II. Bayezid – Cem Sultan Mücadelesi

Bu yazımda, Sultan II. Bayezid ve Cem Sultan’ın, babaları Fatih Sultan Mehmed’in ölümü üzerine girdikleri iktidar mücadelesini; bunu yaparken de kimlerden destek aldıklarından, iktidar için uyguladıkları stratejilere kadar olan gelişmeleri geniş bir kapsamda anlattım.

Fatih Sultan Mehmed’in Ölümü ve Yaşananlar

Fatih Sultan Mehmed; 27 Nisan 1481 tarihinde, bazı tarihçilere göre İtalya, bazı tarihçilere göre ise Memlükler üzerine sefere çıkmak için Osmanlı ordusuyla İstanbul’dan hareket etti. Büyük Türk, şiddetli ağrılarına rağmen şehirden at üstünde tüm azameti ile ayrılmıştı ancak bir süre sonra yolculuğuna araç ile devam etmek zorunda kaldı. Çok bitkin ve yorgun olan II. Mehmed’in bu durumu nedeniyle ordu önce Üsküdar’da bir süre konakladı, ardından Gebze yakınlarındaki Hünkâr Çayırı’na gelerek ordugâhını kurdu.

Fatih Sultan Mehmed, hekimlerin tüm müdahalelerine rağmen İstanbul’dan ayrıldıktan 6 gün sonra (3 Mayıs 1481), 49 yaşındayken vefat etti.

Fatih Sultan Mehmed’in ölümü, devletin üst kademesindeki yöneticilerce hemen öğrenildi. Artık bu aşamadan sonra yaşanacaklar devlet adamlarının yeteneklerine bağlıydı. Çünkü Osmanlı’yı bir “imparatorluk” vasfına büründüren Fatih Sultan Mehmed’in tahtı boş kalmıştı. Anadolu’da, bu taht ve İstanbul’daki dolu hazine için iki aday bulunmaktaydı. Fatih Sultan Mehmed’in büyük oğlu ve 35 yaşında olan II. Bayezid, bu gelişmeler sırasında Amasya sancağında bulunurken, Fatih’in küçük oğlu ve 22 yaşında olan Cem de Karaman sancağında idi.

Fatih Sultan Mehmed’in son veziriazamı olan Karamani Mehmed Paşa, Sultan’ın ölümünü yeniçerilere duyurmadan iki şehzadeye de durumu bildiren bir mektup gönderdi. Karamani Mehmed Paşa bu sırada Fatih Sultan Mehmed’in hamamı kullanmasını gerektiğini söyleyerek Sultan’ın naaşını askerlerden gizlice İstanbul’a getirtti ve şehrin kapılarını kapattırdı. İstanbul’da bunlar yaşanırken Karamani Mehmed Paşa’nın Şehzade Cem’e gönderdiği haberci II. Bayezid’in akrabası olan Sinan Paşa tarafından Kütahya’da yakalandı. Bu olayın askerler tarafından duyulmasıyla yeniçeriler İstanbul’u yağmalamak üzere Gebze’den geri döndüler. Yeniçeriler öncelikle mali reformlarıyla bazı kesimlerin nefretini kazanan Karamani Mehmed Paşa’yı öldürerek başını mızrağa geçirip şehri yağmalamaya koyuldular. Dönemin tarihçisi Neşri, İstanbul’daki yağmayı şu sözleriyle anlatmıştır:

“Aç kurt koyuna nasıl koyulursa İstanbul’a öyle koyuldular”.

Karamani Mehmed Paşa, Fatih Sultan Mehmed’in son dönemindeki mali politikaların düzenleyicisidir. O, toprak siyasetinden ve yeni vergilerden sorumlu olduğu kadar devlet idaresindeki atamalar konusunda da yetkiliydi. Özellikle devşirmelerin hâkim olduğu divana kâtip ve ulema sınıfından yaptığı atamalar ile İshak Paşa ve Gedik Ahmed Paşa’nın nefretini kazanmıştır.

Devşirmeler ile arası bozuk olan Karamani Paşa’nın toprakları devletleştirmesi, köylünün üzerine düşen verginin arttırılması gibi politikaları ile ulema sınıfı ve halk ile de ciddi problemleri bulunmakta idi. İki tarafla da böyle problemleri olan Karamani Mehmed Paşa’nın yeniçerilerce hedef seçilmesi ya da seçtirilmesi gayet doğal bir neden-sonuç ilişkisine dayanmaktadır.

Yeniçerinin bu yağmasını sona erdiren kişi Fatih’in eski veziriazamı olan İshak Paşa’dır. Paşa kesenin ağzını açarak kısa sürede şehri kontrol altına almıştır. Şehzade Bayezid taraftarı olan İshak Paşa, yanına yeniçerileri de alarak Topkapı Sarayı’nda bulunan Şehzade Bayezid’in oğlu Korkut’u babası gelene kadar (saltanat kaymakamlığı) tahta geçirdi. Bu sırada sarayda Şehzade Cem’in oğlu Oğuz da bulunmaktaydı. Paşa ve askerler Korkut’u tahta geçirerek taraflarını belli etmişler ve yeni dönemde Fatih Sultan Mehmed’e benzer kişiliği olan Şehzade Cem’i istemediklerini göstermişlerdir.

II. Bayezid, 21 Mayıs 1481 tarihinde 4000 kişilik ordusuyla önce Üsküdar’a buradan da deniz yoluyla İstanbul’a geçti. Yeni padişah, askerlerin ve halkın coşkulu karşılamaları arasında payitahta adımını attı.

II. Bayezid’in bir tasviri (Tasvir: Paolo Veronese ya da öğrencilerinden birisi).

II. Bayezid, 22 Mayıs 1481 tarihinde oğlu Korkut’tan tahtı devraldı.

II. Bayezid’in ilk işi babasının bozulmak üzere olan naaşını törenle defnettirmek oldu. Fatih Sultan Mehmed’in cenazesinde eski Türk geleneklerinden izler görülmektedir. Atların gözlerine tuz atılarak ağlatılmış ve kuyrukları kesilmiştir.

Nüfuzlu kişiler II. Bayezid’e paranın ayarı ile sıkça oynamamasını, fetihler konusunda babası gibi atılgan davranmak yerine dedesi II. Murad döneminin barış politikalarına önem vermesini öğütlediler. Ayrıca, II. Bayezid’in babası Fatih Sultan Mehmed gibi örfi kanunları kullanması yerine şeriat hukukunun savunucusu ve uygulayıcısı olması gerektiğini vurguladılar. II. Bayezid, iktidarı döneminde öncelikle babası döneminde yapılan mali politikalara son verdi; vakıfların çoğu eski durumuna getirildi, tımara dönüştürülen topraklar eski sahiplerine geri verildi.

İstanbul’da tüm bu olaylar yaşanırken Anadolu’da bulunan Şehzade Cem, İstanbul’daki destekçilerinin bir bir katledilmesi üzerine meşru hakkı olan taht için Karaman’dan harekete geçerek Bursa’ya geldi. Bursa halkı tarafından sevinçle karşılanan Cem burada sultanlığını ilan etti. Şehzade Cem meşru hükümdarlık işaretlerini yerine getirerek adına para bastırıp hutbe okuttu.

Bu olay neticesinde iki kardeş arasında 15 yıl sürecek olan bir devlet içi mücadele başlamış oldu.

II. Bayezid ve Cem Sultan’ın mücadelelerine geçmeden önce sizlere biraz Cem Sultan’ı tanıtmak istiyorum. Cem Sultan, Fatih Sultan Mehmed’in üçüncü erkek çocuğudur. 22 Aralık 1459’ta dünyaya gelen Cem Sultan’ın annesi Çiçek Hatun’dur. Çiçek Hatun rivayete göre Akdeniz’de Türk korsanları tarafından ele geçirilmiş bir esirdir. Ancak Çiçek Hatun’un, Balkan ülkesi prensliklerinden geldiğine dair bazı kaynaklar da bulunmaktadır. Dört yaşına kadar Cem Sultan’ın eğitimi ve terbiyesiyle bizzat Çiçek Hatun ilgilenmiştir. Osmanlı geleneği neticesinde belli yaşa ulaşan şehzadeler idari vasıflar kazanması için sancağa gönderilirdi.

Cem Sultan’da dokuz yaşında bir Osmanlı sancağı olan Kastamonu’ya atandı. Şehzade Cem, eğitimine idareciliğini yaptığı sancakta devam etti ve burada dört yıl kaldı. Şehzade Cem abisi Şehzade Mustafa’nın ölümünden sonra babası Fatih Sultan Mehmed’in emriyle Kastamonu sancağından Karaman sancağına atandı. Anadolu Selçuklularına ve Karamanoğullarına başkentlik yapmış bu ilim merkezine ulaştığında Şehzade Cem 15 yaşında idi. Karaman sancağı genç şehzadenin ilim-kültür dünyasına fazlasıyla katkıda bulunmuştur.

İki şehzade kendi bölgelerinde sevilmiş ve desteklenmişlerdir. Şehzade Bayezid, Amasya sancağında babasının hücumuna uğrayanların veya babasının siyasetiyle ters düşenlerin sığındığı kapı olmuştur. II. Bayezid’ın da babasıyla bazı problemleri olmasından dolayı II. Mehmed ile ters düşenler oğlu II. Bayezid’in sarayına koşmuştur. Diğer yandan Konya sancağında bulunan Şehzade Cem babası gibi atılgan ve fetih stratejisiyle hareket ettiği için bu yörede ve çevredeki Türkmen boyları tarafından ciddi derece destek görmekteydi.

Fatih Sultan Mehmed’in şehzadeleri arasında Cem’e daha yakın olması, Fatih’in, Şehzade Cem’i veliaht olarak düşündüğüne dair bazı söylentilerin yayılmasına neden oldu.

Cem Sultan ve II. Bayezid’in mücadelesine dönecek olursak öncelikle tarafların hangi kuvvetleri sahip olduğunu incelememiz gerekmektedir. II. Bayezid’ı; düzenli ordusu, yeniçerileri ve Fatih’in siyasetinden şikâyet eden herkes desteklemekteydi. Cem Sultan’ı ise Anadolu yeniçerileri ve Karamanlılar ile öteki Türkmen boyları desteklemekteydi. Cem Sultan aldığı bu destek ile başkentte meşru yollarla padişahlığını ilan etmiş olan kardeşine bir anlaşma teklifinde bulundu. Cem Sultan, büyük halaları Selçuk Hatun’u kardeşine yollayarak bir bakıma imparatorluğun ikiye bölünmesini isteğini iletti. Kendisi Anadolu’yu alacak, geri kalan her yer II. Bayezid’in olacaktı. II. Bayezid’e bu teklifi ileten Selçuk Hatun böylece kardeş kanının dökülmeyeceğini belirtti.

II. Bayezid “Lâ erhame beyne’l-mülük” yani hükümdarlar arasında acımak yoktur diyerek bu teklifi reddetti.

II. Bayezid’in bu teklifi reddetmesiyle artık iki taraf için tek çözüm yolunun savaşmak olduğu kesinleşti. Tahtın iki meşru adayı savaş meydanında karşı karşıya gelmek için hazırlıklarını yapmaya başladı. II. Bayezid yanında kendisini destekleyenlerin Cem’in tarafına geçmesinden oldukça endişe duymaktaydı. Bu gelişmeler neticesinde atak davranmaya başlayan II. Bayezid, Cem Sultan’ın yanında bulunan destekçileri kendi safına çekmek için yoğun bir siyasi faaliyete başladı. Bu siyasetin sonuç vermesiyle Cem Sultan’ın en güvendiği kişi, aynı zamanda da lalası olan Aştioğlu Yakup Bey, Sultan II. Bayezid’ın tarafına geçmeyi kabul etti.

Cem Sultan tüm bu yaşananlardan habersiz bir şekilde ordusunu savaşa hazırlamaya çalışırken II. Bayezid, Cem Sultan’ın üzerine Otranto fatihi Gedik Ahmed Paşa’yı göndermeye karar verdi. Aslında Gedik Ahmed Paşa da, Karamani Mehmed Paşa gibi Cem Sultan’ı desteklemekteydi. Ancak Otranto’dan dönen Paşa II. Bayezid’ın payitahtta hükümdarlığını ilan etmesi üzerine İstanbul’a gelip Sultan II. Bayezid’e sadakatini sunmuştur.

Sultan II. Bayezid, Gedik Ahmed Paşa’nın kardeşi Cem’i desteklediğinin bilincindeydi; nitekim kardeşi Cem’i egale ettikten bir süre sonra Gedik Ahmed Paşa’yı idam ettirmiştir.

İstanbul’dan II. Bayezid’ın emriyle Sinan Paşa komutasında yola çıkan Osmanlı ordusunun bir bölümü Cem Sultan’ın komutanlarından biri olan Gedik Nasuh ile İznik civarında mücadeleye tutuştu. Gedik Nasuh ordusuyla beraber Yenişehir üzerine çekildi. Ertesi sabah II. Bayezid kuvvetli bir ordu ile İznik’e geldi.

II. Bayezid ve Cem Sultan arasındaki savaş 20 Haziran 1481 yılında Yenişehir Ovası’nda meydana geldi. İki ordu arasında şiddetli mücadeleler meydana gelmesine karşılık Cem Sultan’ın ordusu Gedik Ahmed Paşa’nın kuvvetlerine karşı üstünlük sağlamaya başladığı sırada Sinan Paşa komutasındaki birlikler Cem Sultan’ın ordusunun bir kanadını parçaladı. Bu esnada daha önceden II. Bayezid ile anlaşan Aştioğlu Yakup Bey sözde II. Bayezid’ın askerlerini engellemek için Yenişehir suyuna doğru kuvvetleriyle ilerledi. Yenişehir suyuna gelen Yakup Bey Sultan II. Bayezid’ın otağına yönelerek sultana bağlılığını bildirdi. Cem Sultan’ın ordusunun dağıldığını gören Varsak ve Karaman Türkmenleri de dağılarak geri çekildiler.

Durumu gören ve savaşı kaybettiğini anlayan Cem Sultan daha fazla savaşmayıp geri çekildi. Karaman tarafına doğru hızla geri çekilen Cem Sultan yolda bazı Türkmenlerin saldırısına uğradı ve hazinesini kaybetti. Ayrıca geri çekilirken at tepmesi sonucu yaralandı. II. Bayezid savaşın sonucunu zafernameler ile diğer Anadolu beyliklerine duyurdu ve kardeşinin onlara sığınması halinde yakalanıp kendisine teslim edilmesini emretti. Cem Sultan üç gün Konya’da kaldıktan sonra Gedik Ahmed Paşa’nın peşinde olduğunu öğrenince annesini, karısını ve küçük oğlu Murad’ı ve maiyetindeki 40 kişiyi de yanına alarak Konya’yı terk etti.

Cem Sultan’ın bir tasviri (Görsel kaynağı: https://www.the-saleroom.com/en-us/auction-catalogues/burak-filateli/catalogue-id-srbur10001/lot-e3e9e7e2-536a-4515-8603-a424018550e6).

Cem Sultan’ın Kaçışı

Cem Sultan, Konya’dan ayrıldıktan sonra öncelikle Toros dağlarını geçti ve Tarsus Bey’i tarafından hürmetle karşılandı. II. Bayezid, Cem Sultan’ı yakalaması için Gedik Ahmed Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunu Anadolu’da bırakarak İstanbul’a geri döndü. Gedik Ahmed Paşa, Cem Sultan’ı yakalamak için önce Konya’ya gitti; ancak Cem Sultan’ın buradan ayrıldığını öğrenince tekrar peşlerine düştü. Cem Sultan, Gedik Ahmed Paşa’nın peşinde olduğu haberini öğrenince daha fazla vakit kaybetmeyerek önce Memlük toprağı olan Antakya’ya, oradan da Halep’e geçti. Burada da fazla kalmayan Cem Sultan ailesi ve yanındakilerle beraber Mısır’a yöneldi ve Memlük hükümdarı Kayıtbay tarafından burada büyük bir törenle karşılandı (25 Ağustos 1481).

Cem Sultan buradan kardeşi II. Bayezid ile mektuplaşıp isteklerini bildirdi. II. Bayezid, kardeşine taht inadından vazgeçer ve Kudüs’te oturmayı kabul ederse canını bağışlayacağını ve tüm ihtiyaçlarının karşılanacağını bildirdi. II. Bayezid’ın bu teklifini reddeden Cem Sultan önce hac vazifesini yapmaya koyuldu; oradan da tekrar Anadolu’daki müttefikleriyle irtibatta geçip yeniden taht için mücadele etmek istediğini iletti.

Cem Sultan’ı ikna eden ve tekrar taht için mücadele etmesini sağlayan kişi Karamanoğlu Kasım Bey’dir.

Her zaman Cem Sultan’ı destekleyen Kasım Bey’in asıl amacı Cem Sultan’ın hükümdarlığında Karaman ülkesine sahip olmaktı.

Cem Sultan, Karamanoğlu Kasım Bey ve Trabzonlu Mehmed Bey’in destekleriyle öncelikle Kayıtbay’dan Anadolu’ya geçmek için izin istedi ve daha sonra Anadolu’ya geçerek Konya kalesini almaya çalıştı. Ancak Konya hücumu başarısızlıkla sonuçlandı. Trabzonlu Mehmed Bey Ankara kalesine hücum ettiği sırada Anadolu Beylerbeyi Süleyman Paşa ile karşılaştı ve Çubuk Ovası’ndaki savaşı kaybetti ve Mehmed Pala savaşta öldü.

II Bayezid’in de Anadolu üzerine yürüdüğü haberini alan Cem Sultan önce İran’a kaçmayı düşündü. Karamanoğlu Kasım Bey ise Aksaray kalesini almaya çalışıyordu. II. Bayezid adamlarıyla Cem Sultan’a tekrar bir barış teklifi sundu. Cem Sultan kardeşine eski teklifi olan Anadolu hükümdarlığı isteğini bildirince II. Bayezid ona “Taht-ı saltanat bir neşeli kıza benzer, iki erkeğe birden nikâh cevaz olmaz.” diyerek teklifi yine reddetti. Cem Sultan’a ailesiyle beraber Kudüs’e yerleşmesini ve tüm masraflarının karşılanacağını böylece hayatının güvende olacağı teklifi iletildi. Cem Sultan ise bu teklifi “ Bir şehzadeye gereken para değil, mülk-ü saltanattır.” diyerek abisinin bu teklifini reddetti.

Cem Sultan’ın Avrupa’ya İlticası

Cem Sultan, Anadolu’da aldığı ikinci yenilgiden sonra tekrar kaçmak zorunda kaldı. Önce İran’a sığınmayı düşünen Cem Sultan, Kasım Bey’in onu ikna etmesiyle Rodos adasına sığınmaya karar verdi. Cem Sultan, Rodos hükümdarı Dük D’Aubosson ile gerekli mektuplaşmayı yaptıktan sonra Dük’ün gönderdiği gemiye maiyetindeki 13 kişi ile beraber binerek Anadolu’dan uzaklaştı. Tüm Rodos halkı Fatih Sultan Mehmed’in oğlunu merak ettiğinden iskelede büyük bir kalabalık oluştu. Cem Sultan, 29 Temmuz 1482 tarihinde hükümdarlara layık bir törenle Rodos’a ayak bastı.

Rodos Dükü D’Aubosson, daha Cem Sultan Rodos’a ayak basmadan Macaristan, Fransa ve Papa’ya mektuplar göndererek Osmanlı İmparatorluğu’na karşı ellerine büyük bir koz geçtiğini ve artık Müslümanların yok edilme zamanının geldiğini bildirdi. Dük Aubusson, Cem Sultan’ı Osmanlı’ya karşı kullanmak için Avrupa devletleriyle stratejiler kurarken bir yandan da Cem Sultan ile de bazı anlaşmalar yapmaktaydı. Anlaşmaya göre Cem Sultan, Rodosluların desteğiyle Osmanlı tahtına oturursa Rodos şövalyeleri ile barış içinde yaşayacak, Rodoslulara ticaret serbestliği tanıyacaktı.

Dük bir yandan Cem’i elinde tutmaya çalışırken aynı zamanda Cem’in varlığından da tedirgin olmaktaydı. Çünkü II. Bayezid’in kardeşinin iadesini talep etmesi durumunda bu isteği yerine getirilmezse babası gibi Rodos’u kuşatma ve belki de bu defa ele geçirme durumu doğabilirdi. Rodos Dükü bu ihtimallerden kurtulmak için Cem’i talebi olan Fransa kralı ile görüşme isteğini bir fırsata çevirerek Cem’i Fransa’ya gönderdi ve işgal olasılığını azalttı.

Cem Sultan’ın bir tasviri (Piccolomini Kütüphanesi).

1 Eylül 1482’de büyük bir merasimle Rodos’tan uğurlanan Cem Sultan bir mülteciden farksız bir hale gelmişti.

Cem Sultan’ı Fransa’ya götüren gemi 16 Ekim 1482’de Fransa’nın güney sahillerine yanaştı ancak bu şehirde veba salgını olması nedeniyle bir başka Fransız şehri olan Nice (Nis) çıkarıldı. Cem Sultan bu şehirde 4 ay alıkonuldu.

Cem Sultan’ın Avrupa’ya ayak basmasıyla Avrupalı güçler Cem’i ele geçirmek için birbirleriyle yarışmaya başladı. Macar Kralı Matyas Korvin, Napoli Kralı Ferrand, Papa ve Venedik hükümeti Cem Sultan’ı ele geçirmek ve Osmanlı’ya karşı kullanma peşindeydi. Avrupa’da ciddi bir siyaset sürerken şövalyeler Cem’i kaybetmemek için ellerinden geleni yapıyorlardı.

Papa, Avrupa siyasetine ağırlığını koyarak Cem Sultan’dan Hristiyanlığın geleceği açısından faydalanacağını, onun kendisine teslim edilmesini istedi. Papa’nın bu girişimi Macarları ve Venediklileri geri çekilmek zorunda bıraktı. Papa’nın isteği doğrultusunda Fransa Kralı VIII. Charles, Cem Sultan’ı yanında 50 şövalye ile Papa’ya gönderdi. Papa bu anlaşma neticesinde Fransa hükümetine 40 bin duka altın öderken Cem Sultan da 6 yıl 4 ay kaldığı Fransa’dan ayrılmak zorunda kaldı.

Cem Sultan, 13 Mart 1489 yılında muhteşem bir törenle Roma’da karşılandı. Roma’nın tüm asilzadeleri, Papa’nın kardeşi ve Rodos Dükünün kardeşi Cem Sultan’ı karşılayarak ona eşlik etmişlerdir. Cem Sultan 14 Mart 1489 tarihinde resmi olarak Papa VIII. İnnocent tarafından kabul edildi.

Cem Sultan, Papalık kaidelerini tüm ısrarlara rağmen yerine getirmeyerek Papa’nın karşısında eğilmemiş ve kavuğunu çıkarmamıştır.

Papa, Cem Sultan’a, kendisini Macaristan’a göndererek kendisinin önderliğinde bir Haçlı seferi yapmak isteğini bildirdi. Ayrıca Papa, Cem Sultan’ı Hristiyan olmaya da davet etmiştir. Cem Sultan bu iki teklifi de oldukça sert bir üslupta reddetmiştir. Papa, Cem Sultan’dan aldığı olumsuz yanıta rağmen yeni bir Haçlı seferi için ordu toplamaya başladı. 25 Mart 1490 yılında düzenlenen kongrede Osmanlılar üzerine 3 ordu gönderilmesi kararlaştırıldı ancak Macar Kralı Matyas’ın ölümü üzerine plan teoride kalmış, pratiğe dönüştürülememiştir.

Avrupa’da bunlar yaşanırken, II. Bayezid ise tüm olanları dikkatle takip ediyor ve Cem’i elinde bulunduran hükümetlerle diplomatik temaslarda bulunuyordu. Önceleri Rodos Dükü ve Fransız Kralı ile, şimdi de Papa ile görüşmelerde bulunan II. Bayezid kardeşini elinde tutan devletlere bir dizi ödemeler yaparak veya hediyeler göndererek kardeşinin Osmanlı ülkesine dönmesine engel olmaya çalışıyordu.

Bu sırada sürgün hayatından bezmiş olan Cem Sultan’a karşı bazı suikast girişimleri yaşanmakta ancak başarıya ulaşılamamaktaydı.

Papa VIII. İnnocent, 1492 Ağustosunda öldü ve yerine VI. Alexandre, Papa oldu. Yeni Papa döneminde kısmen daha serbest bir yaşantıya kavuşan Cem Sultan tüm bunlara rağmen halen bir tutsaktan farksızdı. II. Bayezid yeni papaya bir teklif sunarak kardeşinin bakımı için senelik 40 bin duka altın ya da kardeşinin öldürülmesi için tek seferde 300 bin duka altın ödemesi teklifinde bulundu. İki hükümdar arasında bu gelişmeler sürerken Fransa Kralı ordusuyla beraber İtalya seferine çıktı ve Roma’ya gelerek Cem Sultan’ı yanına aldı. Fransa Kralı’nın planı öncelikle İtalya üzerinde hâkimiyet kurmak, ardından Cem’i de yanına alarak Kudüs’e kadar sürecek bir Haçlı seferi düzenlemekti.

Cem Sultan, Fransa Kralı’nın yanında onun İtalya’yı işgalini izlerken hastalandı ve hekimlerin müdahalelerine rağmen 25 Şubat 1495 yılında yaşamını yitirdi. Haber Osmanlı ülkesine ulaşınca II. Bayezid, 3 gün yas ilan etmiş ve 100 bin altın dağıttırmıştır.

Esir şehzadenin acıları maalesef ölümüyle de sona ermedi. II. Bayezid kardeşinin tabutunu istedi; ancak şehzadenin tabutu bir süre Napoli’de kaldı. Ondan sonra gemiyle Gaeta’ya götürüldü. VIII. Charles’ın Fransa’ya dönmesiyle tabut Napoli hükümetinin eline geçti (1496 sonları). 1498 yılında Fransa Kralı XII. Louis’in Napoli seferi söz konusu olunca Napoli hükümeti II. Bayezid’tan destek istemek için Cem’in tabutunu göndermeyi kabul etti.

Yani Fatih Sultan Mehmed Han’ın oğlu Şehzade Cem’in naaşı bile devletler arasında bir pazarlık konusu olabiliyordu.

1499 yılı başlarında Şehzade Cem’in tabutu Osmanlı ülkesine ulaştı ve gerekli işlemlerin ardından törenle gömüldü. Cem Sultan’ın acı ve sürgün dolu hayatı hem kendi yaşamını bir felakete dönüştürmüş hem de Osmanlı İmparatorluğu’nun fetihlerine ciddi derece engel olmuştur.

Bibliyografya

Cambridge Türkiye Tarihi II, Çeviri: ÜÇPUNAR, Bülent, Kitap Yayınları, İstanbul, 2016
EMECEN, Feridun M. Osmanlı İmp. Kuruluş ve Yükseliş Tarihi, İş Bankası Yayınları, İstanbul, 2016
İNALCIK, Halil, Devlet-i Aliyye I, İş Bankası Yayınları, İstanbul, 2010
İNALCIK, Halil, Osmanlı İmp. Klasik Çağ, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2003
SAKAOĞLU, Necdet, Bu Mülkün Sultanları, Alfa Yayınevi, İstanbul, 2015
AKŞİN, Sinan, Türkiye Tarihi II, Cem Yayınevi
CEZAR, Mustafa, Mufassal Osmanlı Tarihi II, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 2010
JORGA, Nicolae, Osmanlı İmparatorluğu Tarihi, Hazırlayan: Erhan Afyoncu, Yeditepe Yayınevi, İstanbul, 2005
AFYONCU, Erhan, Sorularla Osmanlı İmparatorluğu, YeditepeYayınları, İstanbul, 2012
İslam Ansiklopedisi Cilt II, II. Bayezid Maddesi Milli Eğitim basımevi, İstanbul, 1979
CLOT, Andre, Fatih Sultan Mehmed, Hazırlayan: Necla Işık, Milliyet Yayınları, İstanbul, 1994
Padişahlar Albümü Cilt I, Dosya Yayınları, İstanbul
UZUNÇARŞILI, İsmail Hakkı, Fatih Sultan Mehmed’in Ölümü, Türk Tarihi Kurumu Yayınları, 1931
EMECEN, Feridun M. II. Bayezid Devriyle İlgili Meselelere Dair Yeni Bakışlar, Osmangazi Belediyesi Yayınları, Bursa, 2017
MAZLUM, Müzeyyen, Osmanlı Kaynaklarına Göre II. Bayezid-Cem Mücadelesi ve Osmanlı Devleti’nin Dış Politikasına Etkileri, Ankara, 2006
AFYONCU, Erhan & DEMİR, Uğur & ÖNAL, Ahmet, Osmanlı İmp. Askeri İsyanlar ve Darbeler, Yeditepe Yayınları, İstanbul, 2010
EMECEN, Feridun M., Osmanlı Siyasi Tarihi