Bu içeriğimizde; İngiliz askeri tarihçi B. H. Liddell Hart’ın (Hitler’in Generalleri Konuşuyor, çvr. Selçuk Uygur, Kronik Kitap, İstanbul 2019) gözünden, II. Dünya Savaşı’ndaki Alman Afrika Kolordusu komutanlığı sırasında gösterdiği başarılar nedeniyle düşmanlarının dahi dikkatini çekecek şekilde ön plana çıkan, “Çöl Tilkisi” lakaplı Alman mareşal Erwin Rommel ve kişiliğini aktardık. İyi okumalar.
1 – İyi Bir Eğitmen
“Rommel’in fırsatı, kendisinin bir askerî öğretmen ve yazar olarak sahip olduğu yeteneklerle zuhur etti. Rommel, Dresden’deki Piyade Okulu’nda 1929 yılından itibaren dört sene boyunca eğitmenlik yaptı. Dikkate şayan bir anlatım gücü vardı. Derslerini, savaştaki kişisel tecrübelerinden örneklerle anlatıyor, muharebe atmosferi ile kişisel inisiyatifin etkisini öğrencilerine canlı bir biçimde aktarıyordu.”
2 – Dinamiklik
“Hakiki ve nadir görülen bir deha parıltısına ilaveten, yeni mekanize hareket kabiliyeti tekniğini pratiğe dökmek hususunda da dinamik bir icra kuvvetine sahip olan bir asker… Kendisi, can alıcı noktayı ve kritik zamanı sezmeye yönelik doğal bir yeteneğe sahipti. Karargâh subaylarını çileden çıkarıyor, muharip askerleri ise ona adeta tapıyordu.”
3 – Manevra Sezgisi
“…Tank tekniği hususundaki tecrübesi hâlâ azdı lakin şahane bir manevra sezgisi ile düşmana baskın vermeye yönelik doğal bir yeteneği vardı. İngilizleri dağınık ve tanklarının çoğu tamire muhtaç bir şekilde yakaladı. İcra ettiği taarruzların hızı ile cepheyi kuşatan toz bulutları, elindeki kuvveti olduğundan daha büyük gösterdi. Böylelikle İngilizleri, Sirenayka’dan paldır küldür Mısır sınırının ardına geri püskürttü.”
4 – Rakibin Saygısı
“Onların (düşmanlarının) hayat ve hayallerinde doldurmuş olduğu yer öylesine büyüktü ki, Afrika’dan ayrılması düşmanları tarafından neredeyse esefle karşılandı. Bu kısmen, kendisinin İngiliz esirlere ettiği dikkate şayan muameleden ötürüydü. Rommel ile diyaloğa girdikten sonra kaçmayı başarıp hatlarına dönebilenler, onun şövalyeliği stratejiyle harmanladığını ileri sürer.”
5 – Kurnazlık
“Son derece gözü pek olduğu kadar kurnazdı. Müdahil olduğu muharebelerin tekerrür eden bir özelliği, İngiliz tanklarını tanksavarlarla kaplı tuzaklara çekmek için kendi tanklarını yem olarak kullanma şekliydi. Bu cihetle, müdaafayı mahirane bir şekilde taarruzla harmanlıyordu. Bu “Rommel taktikleri” savaş ilerledikçe bütün ordularca gittikçe daha fazla benimsenmeye başladı.”
6 – Saha Adamı
“Rommel yalnızca her şeyi tek başına yapmayı denemekle kalmıyor, aynı zamanda her yere kendi yetişmeye çalışıyordu. Bu nedenle, genellikle karargâhıyla irtibatsız kalıyor, kurmaylarının mühim bir karar için ona ihtiyacı olduğu anda muharebe meydanında koşturuyor oluyordu. Öte yandan, hayati önem arz eden bir noktada ortaya çıkmak ve birliklere belirleyici ehemmiyeti haiz itici bir güç vermek adına müthiş bir hünere sahipti.”
Yanıtla