Herodotos’un İskitler Hakkındaki Bazı Değerlendirmeleri

Herodot, Historia [1] adlı eserinden ötürü ”Tarihin Babası” unvanıyla taçlandırılmıştır ancak kullandığı abartılı üslup neticesinde gerek antik dönem gerekse günümüz tarihçileri tarafından ağır tenkitlere maruz kalmış, hatta yalancılıkla bile suçlanmıştır. Lakin ben bu derlemede Herodot’un tarihçi kişiliğinden ziyade kitabında Skythler [2] hakkında yaptığı değerlendirmelerini konu alacağım. Dolayısıyla kaynak olarak sadece Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından çıkan, Müntekim Ökmen’in tercüme ettiği Herodot’un Tarih’inin, İstanbul basımlı 2016 tarihli 12. baskısını kullanmayı uygun buldum.

Herodot, kitabında İskitlere dair çeşitli hususlarda birtakım değerlendirmelerde bulunmuştur. Bu bilgileri konu başlıkları altında sunacağım.

Herodot’a Göre İskitlerin Kökeni

Herodot, Historia’sında İskitler hakkında en detaylı anlatımını Melpomene‘de [3] yapar. Bu bölümde de İskitlerin kökenine dair üç tane hikaye anlatılır. İlk hikayeyi İskitlerden, ikinci hikayeyi Pontos Euxeinos Rumlarından, [4] üçüncü hikayeyi ise Hellenlerden ve bazı barbar kavimlerinden duyduklarını referans alarak paylaşır.

İskitlerin kendi kökenlerine dair iddiası

İskitya’da [5], Targiatos adlı bir adamın doğmasına kadar kimse yaşamazmış, kendisi ise Zeus ve Borysthenes Irmağı‘nın [6] oğlu olarak dünyaya gelmiş. Üç çocuğu olmuş; Lipoxais, Arpoxais ve Koloxais. Bu üç kardeşin devrinde gökten altından yapılma bir saban, bir boyunduruk, bir balta ve bir kupa düşmüş. Lipoxais bu altından eşyaları fark etmiş ve onları almaya çalışmış ancak altın alev almış, Arpoxais aynı şeyi denediğinde de aynı olay vuku bulmuş. Ancak bu kardeşlerin en küçüğü olan Koloxais altınları almaya tenezzül ettiğinde altınlar soğumuş dolayısıyla onları alıp evine götürebilmiş. Bu mucizenin ardından ağabeyleri iktidarı Koloxais’e bırakmışlar. Bu üç kardeşten İskit boyları doğmuş fakat İskit krallarının soyları en küçüklerinden yani Koloxais’ten başlamış. Bundan ötürü İskitler kendilerini ırkların en genci olarak kabul etmişler.

Pontos Euxeinos Rumlarının, İskitlerin kökenine dair iddiası

Herakles, [7] bazı sebeplerden ötürü iki atın çektiği arabasının vasıtasıyla İskit ülkesine gelmiş ancak soğuk bir havaya yakalanmış, postunu sırtına çekip uyumuş. Uyandığında ise atlarının kaybolduğunu fark etmiş. Kaybolan kısraklarını ararken belden aşağısı yılan vücudu olan bir kadına rastlamış. Herakles bu mahluka atlarını görüp görmediğini sormuş. Mahluk ise atlarının elinde olduğunu ancak onunla bir gece geçirdiğinde onları Herakles’e geri vereceğini beyan etmiş. Birlikteliğin ardından gebe kalmış. Yaratık, Herakles’e çocuklarının geleceğini sual etmiş. Herakles de yaratığa, çocuklar olgunlaşınca onlara bazı tavsiyeleri iletmesini söylemiş. Tavsiyeye uymayan çocukları da ülkeden kovmasını istemiş, daha sonra İskit ülkesini terk etmiş. Ardından üç tane erkek çocuk doğmuş. Anneleri çocuklara Agathyrsos, Gelonos ve Skythes adlarını vermiş. Anne, çocuklara babalarının tavsiyelerini iletmiş ama bu tavsiyelere sadece en küçük çocuk olan Skythes uymuş, dolayısıyla ağabeyleri ülkeden kovulmuş. İşbu halde İskit krallarının soyu Skythes’den türemiş. Ancak bu hikaye Pontos Euxeinos Rumlarına göre İskit yararına uydurulmuş bir anlatımdan ibarettir.

Hellenlerin ve bazı barbar kavimlerinin İskitlerin kökenine dair iddiası

İskitler, konuşlandıkları bölgeye Asya’dan intikal etmişler. Massagetler adlı İrani bir kavimle savaşa tutuşmuşlar ancak yenilmişler ve Kimmerlerin yanına, Araxes Nehri‘ne [8] kadar çekilmişler. Kimmerler göçebe bir kavmin istilasına maruz kaldıklarını düşünmüş ve çözüm arayışlarına gitmişler. Kral ve devlet kademesi toprakları savunmak için savaşmayı düşünürken halk, savaşmaktan çekinip göç etmeyi istemiş. Anlaşmazlıkların ardından iç savaş cereyan etmiş. Harpten sağ çıkanlar da yurtlarından kaçmışlar. İşte İskitler de bu terk edilmiş topraklarda iskan etmeye başlamış.

Herodot kitabında bu üç hikayeyi anlatır ancak sadece üçüncü hikayenin gerçek olduğunu söyler. Diğer anlatıların ise efsaneden ibaret olduğunu iddia eder.

Romalı şair Ovidius (M.Ö. 43 – M.S. 17-18), İskitlerin arasında (Fransız ressam Eugène Delacroix, 1859).

Herodotus’a Göre İskitler ve Onların Gelenekleri

Herodot, İskitlerin örf ve adetleri hakkında en çok din konusunun üzerinde durmuştur. Historia’da, Skytlerin gömme adetleri ve tanrıları hakkında birtakım bilgiye erişiriz.

İskitlerin tapındığı tanrılara dair

Herodot, İskitlerin, Yunan politeizmindeki [9] tanrılara ve yarı tanrılara ibadet ettiğini iddia eder (ya da İskitlerin kendi mitlerini Yunan mitiyle eşleştirir). Tanrılar arasında en başta Hestia [10] olmak üzere Zeus ve Toprak, sonra Apollon, Apfrodite, Herakles ve Ares’e şükran sunduklarını yazar, bazı İskit kabilelerinin de Poseidon’a taptığını da ekler. Ayrıca bu Yunan tanrılarının adlarını İskit dilindeki karşılığını da verir; Hestia’ya Tabiti, Zeus’a Papaios, Toprak’a Api, Apollon’a Oitosyros, Aphrodite’e, Argimpasa, Poseidon’a da Thagimasadas gibi. Ancak savaşçı bir toplum olan İskitlerde, Ares harici tapınak kurmaları gibi bir alışkanlıkları yokmuş.

İskitlerin kurban vermelerine dair

Herodot, İskitlerin kurban verme törenini ilkel olarak yorumlar ve bu işlemi şöyle açıklar: Kurbanın ön ayakları bağlanır, sonra bu ipler aniden çekilerek kurban göbek üstü yatırılır. Sonrasında kurbanın boğazına ip dolanır ve kurban boğularak öldürülür. Bu işlem sırasında bir tören merasimi, ateş yakma gibi birtakım ayinler düzenlenmez imiş. İskitler, domuz harici bütün hayvanları kurban olarak verebilirler ancak at kurban etmenin tanrılar tarafından daha cömert olduğu kanısındalar imiş.

İskitlerde insan kurban etme de söz konusudur, her yüz savaş esirinden birini kurban ederler. Sehpa üzerinde kurbanın kafası kesilir ve Ares’e ithafen yapılan ve tapınak görevi gören bir çeşit palanın üzerine kanı akıtılır. Diğer kurbanların da sağ kolu omuzlarından itibaren kesilir ve havaya fırlatılır, yere düşen parçalara bir daha dokunulmazmış.

İskitlerin gömü işlemlerine dair

İskitlerde kral öldüğü zaman meşakkatli bir defin işlemi uygulanır. Naaşın öncelikle karnı yarılır; maydanoz, anason ve bir çeşit kokulu maddelerle doldurulur, ardından gövdesi mumla kaplanır. Ceset bir arabaya konur ve ülkenin bir ucunda yer alan bölgeye götürülür. Yol boyunca cesede birtakım ritüeller daha uygulanır. Kulak memesi kesilir, başları kazınır, kolları çizilir, alınlar ve burunlar yırtılır ve sol ellerine ok saplanır. Bu işlemlerin ardından kralın soydaşı olan halk arabanın peşinden mezarlığa kadar gider.

Mezarlığın içi çimenle yayılır ve ağaçlardan gölgelik yapılır. Ardından eşlerinden birisi, hizmetlileri ve atları boğulup kralın yanına defnedilir, cesetlerin yanına altından yapılma zanaat araçları konur. Halk hep beraber mezarı kürekler vasıtasıyla toprakla doldurur.

Dipnotlar

[1] Yunan tarihçi ve yazar Herodot’un yazmış olduğu, özellikle Pers-Yunan Savaşları’na odaklanan, dokuz kitaptan oluşan vekayiname.

[2] İskit kavminin Yunancada yazılış şekli. Bahsi geçen ulusa İranlılar da Saka adını vermişlerdi.

[3] Herodot’un Historia’sının dördüncü kitabı.

[4] Antik dönemde özellikle Doğu Karadeniz bölgesinde yaşayan Yunan kökenli insanlar. Pontos Euxenios ismi ise Antik Hellenlerin Karadeniz’e verdiği bir addır.

[5] İskitlerin yaşadığı, Hazar Denizi’nden Dinyeper Irmağı’nın batı havzalarına kadar uzanan yere verilen ad.

[6] Günümüzdeki Dinyeper Irmağı.

[7] Yunan Mitolojisi’nde bir yarı tanrı kahraman. Zeus’un oğludur ve kendise bahşedilen on iki adet görevi gerçekleştirmek için maceralara atılmıştır. Roma Mitoloji’sindeki karşılığı ise Herkül‘dür.

[8] Günümüzdeki Aras Nehri.

[9] Çoktanrıcılık.

[10] Zeus’un kız kardeşi, tanrıça. Aile tanrıçası olarak da bilinir.