Bu içerik, Abdurrahman Onur Çalışır tarafından hazırlanmıştır.
Bu içerik, misafir yazar tarafından hazırlanmıştır. Siz de Tarih-i Kadim’de kendi içeriğinizi paylaşmak istiyorsanız tıklayın. |
İmadeddin Zengi, hareketli yaşamı boyunca daha çok Urfa’yı alarak kurulan ilk Haçlı devletine şeklen son vermesiyle tanınır. Müslümanlar tarafından Yakındoğu’daki Haçlılar’a karşı çoğunlukla saldırı pozisyonunda bulunan 3’lünün (İmadeddin-Nureddin-Selahaddin) siyasi, askeri ve ideolojik açıdan ilk halkası olarak gösterilir. Öyle ki bu durum diğer faaliyetlerinin genellikle göz ardı edilmesine neden olmuştur. Diğer yandan İmadeddin Zengi gerektiğinde Müslüman komşularına açık açık saldırmaktan çekinmemiştir. Aslında Haçlılar üzerine özel, planlı bir saldırı yöneltmemiştir. Haçlılar ile karşı karşıya gelmesiyse, bölgede zaten en başından beri var olan, sınır kalelerine yapılan saldırılar neticesinde olmuştur. O, Musul ve Halep’in hakimi olarak topraklarını kuzey-güney istikametinde genişletmek istemiş; bu açıdan öncelikli rakipleri Artuklular ve Dımaşk Emirliği olmuştu.
Diğer yandan onun bu faaliyetleri Haçlılar ile karşı karşıya gelmesine neden olmuştur. Çünkü onlar da şüphesiz güçlü bir komşudan ziyade zayıf bir komşuyu tercih etmişlerdir. Nitekim 1139-40 Dımaşk Kuşatması sırasında kendisine karşı, Dımaşklıların yardımına Kudüs Krallığı koşmuştur. Doğrudan bir Haçlı Devleti’nin başşehrine düzenlediği ilk seferinde ise başarılı olarak 1144 yılında Urfa’yı almış; bu olay ise İkinci Haçlı Seferi’ne neden olmuştur.
İLK YILLAR
İmadeddin Zengi’nin babası ünlü Selçuklu emirlerinden Aksungur’dur. Aksungur 1087-1094 tarihleri arasında Halep emirliğinde bulunmuş, İmadeddin Zengi de babasının bu görevi esnasında H.480 (1087-88) yılında Halep’te doğmuştur. Babası Aksungur önceden arasının bozulduğu, Selçukluların Suriye Meliki Tutuş’a karşı taht mücadelesinde Melikşah’ın oğlu Bekiyaruk’u destekleyince 1094’te Tutuş tarafından savaşta mağlup edilerek öldürülmüştür.
Babasının ölümünün ardından Musul’a giden İmadeddin Zengi eğitime orada devam ederek Musul emirlerinin hizmetinde bulunmuştur. Musul Emiri Mevdud’un 1111’de ve 1113’te Haçlılar üzerine düzenlediği seferlere iştirak etmiştir. Mevdud’un yerine geçen Musul Atabeyi Aksungur el-Porsukî’nin de 1114’te Urfa Haçlı Prinkepsliği’ne düzenlediği sefere katılmıştır. Sonrasında Aksungur el-Porsukî’ye bağlı olarak önce Basra valiliğinde bulunduysa da Porsukî’nin 1124’te Bağdat şıhneliğinden azledilmesineden sonra doğrudan Irak Selçuklu Sultanı Mahmud’un hizmetine girmiş, Sultan da aynı sene Basra’yı İmadeddin Zengi’ye ıkta etmiştir. Yine Sultan Mahmud’un emriyle 1127’de Sultan’ın Musul’daki oğlu Alp Arslan’ın atabeyliğine getirilmiş, 19 Eylül’de Musul’a gelerek idareyi eline almıştır.
Emir Kutluğ Aba ve Artuklu Emiri Abdülcebbaroğlu Süleyman’ın Halep yönetiminde anlaşamayarak, işleri düzenlemesi için kendisine baş vurması üzerine 18 Haziran 1128’de Halep’e gelerek yönetimi kendi üstüne almıştır. Kutluğ Aba’yı yakalatarak gözlerine mil çektirmiştir. H.523’te(1128-1129) Sultan Mahmud’a giderek Halep, Şam, Şatt ve Cezireteyn’in yönetimi için ondan bir tevki alarak geri dönmüştür.
MUSUL ve HALEP SAHİBİ
Buraya kadar hayat hikayesine baktığımız zaman İmadeddin Zengi’nin, Irak ve Suriye’de çeşitli vesilelerle aktif olarak siyasi faaliyetlerin içerisinde bulunduğunu görüyoruz. O, Musul emirlerine hizmet ederek yavaş yavaş yükselmiş, en nihayetinde ise Irak Selçuklu Sultanı Mahmud’un iltifatına mazhar olarak oğlunun atabeyliğine getirilmiş oluyordu. Nitekim kısa bir süre sonra Halep emirliğinin işlerine müdahele etme fırsatı eline geçtiğinde bunu çok iyi bir şekilde kullanarak orasını da hakimiyeti altına almayı başarmıştır. Aslında Halep ile Musul hattının tek bir emirin komutası altına girmesi, Selçuklu Sultanı Melikşah’ın ölümünün ardından hiç görülmemişti. Suriye Meliki Tutuş bunu kısa bir süreliğine başardıysa da bu durum kalıcı olmamıştır. Diğer yandan Halep’te babasının valilik yapmış olması da onu burayı kontrol altına almasında önemli bir etken olmuştur. Nitekim Halep’te Tutuş’un oğlu Rıdvan ve ardılları hüküm sürse de istikrarlı bir yönetim kurulamamıştı.
İmadeddin Zengi Musul emirlerinin maiyyetinde Haçlılar’a karşı yapılan seferlerde de bulunmuş ve onları da yakından tanıma imkanına sahip olmuştu. Nitekim bu seferler sırasında bölgedeki emirler arasındaki çekişmelerin de Haçlılar’a karşı girişilen harekatlarda olumsuz etkilerde bulunduğunu anlamış olacak ki bundan sonraki adımlarını ona göre atmıştır.
Nitekim İmadeddin Zengi’nin bu esnada ilk faaliyetine baktığımız zaman kuzeydeki Artuklular üzerine yöneldiğini görüyoruz.
1129’da Mardin ile Nusaybin arasındaki Serci’yi kuşatınca, Artukluların Mardin Emiri Timurtaş ve onun kuzeni Hısn-ı Keyfa Emiri Davud kendisine saldırmış, ancak onları mağlup ederek Serci’yi ele geçirmiştir. Aralık 1129 sonunda ise Urfa Prinkepsliği’nden Sinn Kalesi’ni almıştır. Temmuz 1130’da eski Halep Meliki Rıdvan’ın kızı ile evlenmiştir. Böylelikle İmadeddin Zengi, Halep’teki hakimiyetini kan bağı yoluyla da sağlamlaştırmıştır. Sonrasında İmadeddin’in dikkatini güneye yönelttiğini görüyoruz. Dımaşk Emiri Börü ile ittifak kurduysa da bu hamlenin amacının çok da dostane olmadığı akabindeki olaylardan anlaşılmaktadır. Nitekim Börü’nün, Hama’dan kendisine yolladığı oğlu Sevinç’i tutuklatmıştır.
İçerisinde birlik kalmayan Hama’yı Dımaşk Emirliği’nden almış, 1130 Sonbaharı’nda Dımaşk’a bağlı Humus’u da kuşatıp, emiri Hayır Han’ı esir aldıysa da şehri ele geçirememiştir. Sonrasında kuşatmayı kaldırarak Musul’a dönmüştür. Emir Börü’nün Hille Emiri Dübeys b. Sadaka’yı esir aldığını duyunca elindeki Börü’nün oğlu Sevinç ile Dübeys’i takas etmişler, 8 Ekim 1131’de Dübeys’i teslim almıştır. Dübeys daha önceki faaliyetlerinden ötürü Bağdat’taki Halife ile arası iyi değildi. Nitekim bu durumun farkında olan Zengi, Dübeys’i isteyen Halife’nin elçisini de tutuklatmıştır. Bu arada Dımaşk Emirliği’nde görev yaparken kaçıp kendisine sığınan Emir Savar’ı Halep naipliğine getirmiştir.
BAĞDAT-MARDİN-DIMAŞK ÜÇGENİNDE
1131’de Irak Selçuklu Sultanı Mahmud’un ölmesi üzerine atabeyi olduğu Şehzade Alp Arslan’ı sultan yapmak istemiş ama genel kanaatin Sultan Mahmud’un diğer oğlu Davud’tan yana olduğunu görünce onu himayesine alarak Halife Raşid’e sultan ilan ettirmiştir. Bu mücadelede kendi safında yer alan Tikrit valisi (Selahaddin Eyyubi’nin babası) Necmeddin Eyyub ile dost olmuştur. Ancak Sultan Mahmud’un kardeşi Mesud’un taht için harekete geçmesi üzerine onunla anlaşarak hutbeyi Mesud adına okutmuştur. Halife Raşid’in Sultan Mesud’a karşı gelip kendisine sığınması üzerine onu himaye etmiş, ancak hutbeyi Sultan Mesud ve Raşid’in yerine halife yapılan Müktefi adına okutmayı sürdürmüştür. Daha sonra Raşid yanından ayrılmış ve Mayıs-Haziran 1138’de Batıniler tarafından öldürülmüştür.
1133’te Mardin Emiri Timurtaş ile İmadeddin Zengi, Hısn-ı Keyfa Emiri Davud’a ait Sevr Kalesi’ni kuşatmışlar ve 17 Mayıs 1133’te şehri ele geçirmişlerdir. Kale Timurtaş’ın hakimiyetine verilmiştir. Ağustos 1133’te Hama, Dımaşk Emiri İsmail tarafından kendisinden alınmıştır. İmadeddin, Rakka Hakimi Necmüddevle Malik’in ölmesi üzerine 1134’te Rakka’yı ele geçirmiştir. Nisan 1134’te Emir Timürtaş ile beraber olup Emir Davud’u Diyarbakır yakınlarında mağlup etmişler, ancak şehri kuşattılarsa da alamayarak geri çekilmişlerdir. Sonrasında Tanza ile Tell-Şeyh’i Davud’tan almıştır. Ayrıca Cebel-i Cur, Sivan ve Bilkarneyn kaleleri de alınarak Timurtaş’a bırakmıştır.
SURİYE’DE MÜCADELE
Dımaşk’ta Börü’nün ölümü üzerine yerine geçen Dımaşk Emiri İsmail, H.529’da (1134-1135) Serhad Kalesi’ni kendisine bırakması şartıyla, Dımaşk Emirliği’ni İmadeddin Zengi’ye vermeyi teklif etmiştir. Zengi, Emir İsmail’in yanına giderken yolda onun 7 Şubat 1135 sabahı öldürüldüğünü haber almış ve Dımaşk’a alınmamıştır. Bunun üzerine Hama’yı almış, burayı Halep naibi Savar’ın kontrolüne vermiştir. Sonra yeni Dımaşk Emiri Mahmud ile bir barış anlaşması yapmıştır. Kuzeye dönen İmadeddin Zengi aynı yıl Kefertab, Maarratünnuman, Zerdana ve Esarib’i Antakya Prinkepsliği’nden almıştır. Nisan 1137 sonunda Dımaşk Emirliği’ne bağlı Humus’u kuşattıysa da alamayarak oradan 11 Temmuz’da Haçlılar’a bağlı Montferrand’a(Barîn) giderek kuşatmaya başlamıştır. Bunun üzerine Montferrand’a yardıma gelen Kudüs Kralı Foulque ve Trablus Prinkepsi II.Raymond’u yapılan savaşta mağlup ederek Raymond’u esir almış, Foulque da Montferrand Kalesi’ne sığınmıştır. Kudüs Patriği Guillaume, Urfa Prinkepsi II. Joscelin ve Antakya Prinkepsi Raymond’un yardıma geldiğini öğrenince Kral Folque anlaşma yapmışlardır; Montferrand İmadeddin Zengi’de kalmış, bunun karşılığında İmadeddin de Trablus Prinkepsi Raymond’u serbest bırakmıştır.
H. 531 (1136-1137) yılında eski Humus Emiri Cenahüddevle Hüseyin’ın kızı ile evlenmiştir. İmadeddin Zengi bu evliliği de siyasi çıkar için yaptığı anlaşılıyor: 13 Haziran 1137’de Humus’u tekrar kuşatmış ancak alamamış, ancak Ekim 1137’de Dımaşk Emirliği’nden Mecdel’i almıştır. Bu sıralarda Dımaşk’a bağlı Banyas valisi İbrahim Turgut kendisine tabi olmuştur. 1137 sonunda Humus’u tekrar kuşatmaya başladıysa da Bizans İmparatoru II. Ioannes’in kuzey Suriye’ye geldiğini öğrenince kuşatmayı kaldırmıştır. İmparator ile doğrudan savaşmamış, ordusunun ikmal yollarını kesmiştir. 1138’de İmparator Ioannes’in ilkbaharda aldığı Kefertab, Maarratunnuman, Biza’a ve Esarib’i geri almıştır.
1138 Haziranı’nda Dımaşk Emiri Börü’den dul kalan Zümrüd ile evlenmiş ve çeyiz olarak 22 Haziran’da Humus’ı almıştır. Humus valisi Unur’a Montferrand civarını ıkta etmiştir. Haziran 1139’da Harran Hakimi Savtegin’in ölmesi üzerine Harran’ı ele geçirmiştir. Muhtemelen bu hareketinden dolayı Mardin Emiri Timurtaş ile arası bozulmuş, Dara ve Resülayn’ı ondan almıştır. Ancak aralarında tekrar barış yapılmış; Dara’yı iade ederek, Timurtaş’ın kızı Safiye Hatun ile Ağustos 1139 evlenmiştir.
SONA DOĞRU
İmadeddin Zengi, Dımaşk Emiri Şihabeddin Mahmud’un 22 Haziran 1139’da öldürülmesi üzerine harekete geçerek 24 Ağustos’da Dımaşk’a bağlı Baalbek’i kuşatmaya başlamıştır. Direnemeyen şehri 21 Ekim’de aman ile almıştır. Yeni Dımaşk Emiri Cemaleddin Muhammed’e Dımaşk’ı teslim etmesi karşılığında nereyi isterse orayı kendisine vereceğini söylemiştir. Muhammed teklifini kabul etmeyince 13 Aralık’ta Dımaşk’ı kuştamaya başlamıştır. Kuşatma sırasında Emir Muhammed ölmüş, yerine onun oğlu Abak geçirilmiştir. Ancak İmadeddin, Dımaşk İsfahsalları Unur’un çağırmasıyla Kudüs Kralı Foulque’un Dımaşk’a yardıma gelmesi üzerine geri çekilmek zorunda kalmıştır. 24 Haziran 1140’da gece karanlığından faydalanarak Dımaşk’a aniden saldırdıysa da şehirdekiler saldırıyı püskürtmüş, İmadeddin Zengi kuzeye dönmüştür. 1142’de Diyarbakır civarındaki Maden, Hani, Siirt, Fatlis, Cebel-i Cur ve Bilkarneyn’i Emir Davud’tan almıştır. 11 Nisan 1143’te Aşeb Kalesi’ni almış, sonrasında Davud ile barış anlaşması yapmıştır. Emir Davud’un ölmesi üzerine H.538’de (1143-1144) Diyarbakır civarındaki Eynerun ve Hizan kalelerini de almış, Davud’un yerine de Kara Arslan geçmiştir.
İmadeddin 1144 Sonbaharı’nda Urfa Prinkepsi II. Joscelin’in müttefiki Diyarbakır Hakimi Kara Arslan’ın üzerine göstermelik bir saldırı düzenlemiş ve Joscelin de bu hamleye kanıp Urfa’dan oraya doğru harekete geçmiştir. Bunun üzerine hızla harekete geçerek savunmasız durumda kalan Urfa’yı 28 Kasım 1144’te kuşatmaya başlamıştır. Şehri kendisine karşı Başpiskopos Hugue savunduysa da İmadeddin Zengi 25 Aralık 1144’te Urfa’yı ele geçirmiştir. Urfa’ya Erbil Emiri Küçük Ali’yi tayin etmiş, 1145 Ocağı’nda Suruç’u da almıştır. el-Bire Kalesi’ni de kuşattıysa da Musul’daki naibi Çakır’ın öldürüldüğünü haber alınca kuşatmayı kaldırmıştır. Musul’a giderek vekili Nasıriddin Çakır’ı öldüren Selçuklu şehzadesi Alp Arslan’ı tahtından etmiştir. 1145’te Meyyafarikin yakınlarındaki Tell-Şeyh’i almıştır. İmadeddin Zengi 1146 Yazı’nda kendisine boyun eğmeyen Caber Kalesi’ni kuşatmış ancak bu kuşatma sırasında Frenk hadimi Yarınkuş/Yarankaş tarafından 14 Eylül 1146 gecesi yatağında öldürülmüştür. Ölümünün ardından toprakları oğulları arasında paylaşılmıştır. Halep merkezli topraklarda Nureddin Mahmud, Musul merkezli topraklarda ise Seyfeddin Gazi hüküm sürmeye başlamıştır.
SONUÇ
Bence İmadeddin Zengi’nin başarısının kaynağı, Musul-Halep hattını kontrol altına alıncaya kadar yaşadığı ve gördüğü olaylardan çıkardığı dersler ve bölgedeki dengeleri iyi bir şekilde gözlemlemesidir. Selçuklular, emirlerinden birisinin bu kadar güçlenmesini istemezlerdi şüphesiz; ancak onlar da Melikşah sonrasında yaşanılan taht mücadelelerinden dolayı Irak’ın batısındaki olaylara doğrudan müdahele edememişlerdi. Kendisini frenleyecek bir üst otoritenin olmaması, siyasi zekası ve fırsatları iyi değerlendirmesi İmadeddin Zengi’yi diğer Musul emirlerinin ötesine taşımış, Urfa Fatihi olmasıyla da adının bir adım önde yer almasını sağlamıştır. İdeolojik olarak İmadeddin Zengi; selefi Nureddin zamanında geliştirilecek, Selahaddin döneminde zirveye ulaşacak “Haçlılara karşı cihat” fikrinin de mimarıdır.
KAYNAKÇA
Abû’l-Farac (Bar Habraeus), Gregory, Abû’l-Farac Tarihi, Cilt: II, çev. Ömer Riza Doğrul, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1987.
Akyol, Hasan, “Suriye Selçukluları”, Selçuklu Tarihi El Kitabı, (Ed. Refik Turan), Grafiker Yayınları, Ankara, Eylül 2012, ss. 215-234.
Azîmî Tarihi, çev. Prof. Dr. Ali Sevim, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2006.
Burslan, Kıvameddin, Irak ve Horasan Selçukluları Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2016.
Demirkent, Prof. Dr. Işın, Haçlı Seferleri, Dünya Yayıncılık, İstanbul, Ağustos, 1997.
Demirkent, Prof. Dr. Işın, Urfa Haçlı Kontluğu Tarihi (1118-1146) II. Cilt, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1994.
Ioannes Kinnamos’un Historia’sı, yay. haz. Prof. Dr. Işın Demirkent, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2001.
İbnu’l-Ezrak Ahmed b. Yûsuf b. Ali, Meyyâfârikîn ve Âmid Târihi (Artuklular Kısmı), çev. Prof. Dr. Ahmet Savran, Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Yayını, Erzurum, 1992.
Kemâlüddîn İbnü’l-Adîm, Zübdetü’l-Haleb Min Târîhi Haleb’de Selçuklular, trc. Prof. Dr. Ali Sevim, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2014.
Khoniates, Niketas, Historia, çev. Prof. Dr. Fikret Işıktan, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1995.
Kalânisî, İbn, Şam Tarihine Zeyl, çev. Onur Özatağ, Türkiye İş Bankası Kültür Sanat Yayınları, İstanbul, Şubat 2015.
Runciman, Steven, Haçlı Sefeleri Tarihi II, çev. Prof. Dr. Fikret Işıltan, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2008.
Sevim, Ali, Biyografilerle Selçuklular Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1989.
Sevim, Prof. Dr. Ali, Suriye ve Filistin Selçukluları Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2000.
Süryani Mikhail, Vekayi-nâme İkinci Kısım (1042-1195), çev. Hrant D. Andreasyan, 1944. (Türk Tarih Kurumu tarafından basılmamış nüsha)
Urfalı Mateos Vekayi-nâmesi (952-1136) ve Papaz Grigor’un Zeyli (1136-1162), çev. Hrant D. Andreasyan, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2000.
Üsâme İbn Munkız, İbn Munkız Haçlılara Karşı, çev. Selahattin Hacıoğlu, Bordo Siyah Yayınları, İstanbul, Temmuz 2012.
Willermus Tyrensis’in Haçlı Kroniği (1143-1163), haz. Ergin Ayan, Karadeniz Dergisi Yayınları, Ankara, 2009.
Willermus Tyrensis’in Haçlı Kroniği Başlangıçtan Kudüs’ün Zaptına Kadar (I-VIII. Kitaplar), haz. Ergin Ayan, Ötüken Neşriyati İstanbul, Nisan 2016.
Ayan, Ergin, Willermus Tyrensis’in Historia Rerum In Partibus Transmarinis Gestarum Adlı Eserinin XVI., XVII., Ve XVIII, Kitaplarının Türkçe Çevirisi, (Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 1994.
I. ve II. Haçlı Seferleri Vekayinamesi, çev. Vedii İlmen, Yaba Yayınları, İstanbul, 2005.
Gök, Halil İbrahim, Musul Atabegliği; Zengiler (Musul Kolu: 1146-1233), (Yayınlanmamış Doktora Tezi), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 2001.
Bezer, Gülay Öğün, “İmâdüddin Zengî”, TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt:44, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınevi, İstanbul, 2013, ss. 258-261.
Yanıtla