Bu içerik, Abdurrahman Onur Çalışır tarafından hazırlanmıştır.
Bu içerik, misafir yazar tarafından hazırlanmıştır. Siz de Tarih-i Kadim’de kendi içeriğinizi paylaşmak istiyorsanız tıklayın. |
1081 yada 1082 yılında Dımaşk’ta dünyaya gelen Rıdvan, Suriye Selçuklu Meliki Tutuş’un oğludur. Babası, yeğeni Berkiyaruk’a karşı Büyük Selçuklu tahtı için doğuda mücadele ettiği esnada, Dımaşk’ta bulunan Rıdvan’dan ordu toplayarak kendisine katılması için haber yollamıştır. Bunun üzerine harekete geçen Rıdvan yolda babasının Rey Savaşı’nda (26 Şubat 1095) yenilerek öldürüldüğünü öğrenince geri dönerek Halep’e gelmiş ve kenti babasının emirlerinden teslim almıştır. Kendisine atabey olarak da Humus Emiri Cenahüddevle Hüseyin’i belirlemiştir. Akabinde babasının yanında bulunan diğer kardeşi Dukak da Dımaşk’a giderek orayı ele geçirmiştir. Böylece Rıdvan tarafından Halep Selçuklu Melikliği kurulmuş oldu.
DIMAŞK RÜYASI
Melik Rıdvan’ın ilk icraatlarından birisi kardeşleri Ebu Talib ile Behramşah’ı öldürtmesi olmuş, böylece kendisine Halep’te alternatif olabilecek bir hanedan üyesi bırakmamıştır. Akabinde diğer kardeşi Dımaşk Meliki Dukak‘ın üzerine 1095 yılı sonunda bir sefer düzenlediyse de bir şey elde edemeyerek Aralık 1095’te tekrar Halep’e dönmüştür. Sonrasında 1096 Ağustosu sonlarında yine Dımaşk’a sefere çıktıysa da eli boş tekrar Halep’e dönmüştür. Bu harekatı sırasında atabeyi Humus Emiri Cenahüddevle Hüseyin’in Dukak’a yardım etmesinden dolayı araları bozulmuştur. Tekrak Dımaşk üzerine bir sefer düzenlemiş; Kınnesrin’de, 22 Mart 1097’de kardeşi Dukak’a karşı yaptığı savaşı kazanmış ancak kenti ele geçiremeyerek tekrar Halep’e dönmüştür. Döndüğünde Antakya Emiri Yağısıyan ile tekrar arasını düzeltmiş ve onun kızı Çiçek Hatun ile evlenmiştir.
Daha sonra Fatımî veziri el-Efdal’in Melik Dukak’a karşı yardım sözü üzerine 28 Ağustos 1097’de hutbeyi Fatımî halifesi adına okutmaya başlamıştır. Buna göre hutbede önce Fatımî halifesinin, sonra el-Efdal’in, sonra kendisinin adı okunacak; ezan da Şii usulüne göre okunacaktı. Ancak emirlerinden ve halktan gelen tepkiler üzerine 1 ay sonra bu uygulamaları kaldırtmıştır.
BİRİNCİ HAÇLI SEFERİ ve MELİK RIDVAN
Birinci Haçlı Seferi esnasında Haçlıların Antakya’ya geldiklerini, Humus Emiri Hüseyin’i yeniden itaati altına almak üzere sefere çıkmışken yolda, Şeyzer’de haber almış ve bunun üzerine geri Halep’e dönmüştür. Emir Yağısıyan’ın yardım çağırıları üzerine, Artukoğlu Sökman ve Hama Emiri ile birlikte Harim’i Haçlılardan almışlardır. Ancak 8 Şubat’ta 1098’te Haçlılar tarafından Antakya-Harim arasında mağlup edilmişler, Harim’i de bırakarak geri çekilmek zorunda kalmışlardır.
Melik Rıdvan bundan başka Haçlılara karşı herhangi bir girişimde bulunamamış, Musul Emiri Kürboğa komutasında gönderilen yardım ordusuna da katılmamıştır.
Bu durumun en önemli nedenleri kardeşi Dukak’ın da bu orduya katkıda bulunması ve Emir Kürboğa’nın zamanında babası tarafından hapsedilmiş olması dolayısıyla kendi canından endişe duymasıdır. Neticede Haçlılar, Emir Kürboğa’yı mağlup ederek Antakya’da bir Haçlı prinkepsliği kurmuşlardır (1098). Halep’in kuzeyinde ise bir yıl evvel Urfa Haçlı Kontluğu kurulmuş idi. 1099’da da Kudüs Krallığı kurulmuş ve böylece Yakındoğu’daki Haçlı varlığı başlamıştır. Yaklaşık bu tarihlerde Suriye’ye gelen Batınîlere (Haşhaşîler) Rıdvan destek çıkarak onların Halep’te barınmalarına müsaade etmiştir.
KUZEY SURİYE SAHNESİ
Sonrasında Haçlılar ile mücadelelere girişen Melik Rıdvan 5 Temmuz 1100’de Kellâ’yı Antakya Prinkepsliği’nden almak istediyse yapılan savaşı kaybetmiştir. Mayıs 1101’de ise Humus Emiri Hüseyin’in elindeki Sermin’i kuşattıysa da mağlup olmuştur. Akabinde Hüseyin ile barışmışlarsa da 1 Mayıs 1103’te Hüseyin’in Batınîler tarafından öldürülmesi şüphelerin Rıdvan’a dönmesine neden olmuştur. Hüseyin’in ölmünün akabinde harekete geçen Melik Rıdvan Humus’a tabi olan Hama ve Selimiyye’yi ele geçirmiştir. Haziran 1104’te kardeşi Dımaşk Meliki Dukak hayatını kaybetmiş ve Dımaşk’ta hakimiyeti onun atabeyi Tuğtekin ele almıştır.
Antakya Prinkepsi Bohemund’un ve Urfa Kontu Baudouin‘in 1104 Harran Savaşı’nda Artuklu Emiri Sökman ve Musul Atabeyi Çökürmüş’e yenilmeleri üzerine harekete geçerek el-Fua, Sermin, Maarretumasrin, Latmin, Kefertab ve el-Bare’yi Antakya Prinkepsliği’nden almıştır. Emirlerinden Yaruktaş da Savran’ı almıştır. Mart 1105’te Artah’ı Ermeniler’den aldıysa da 20 Nisan’da Antakya Prinkepsliği’ni yöneten Tankred’e yenilmiş, Artah’ı ona bırakarak yıllık haraç ödemeyi kabul etmiştir.
1106’da Batınîler kendisi adına Efamiye Emiri Halef b. Mülaib’i öldürerek şehri ele geçirmişlerse de 14 Eylül 1106’da Tankred burayı ellerinden almıştır.
Çökürmüş’ün yerine Musul Atabeyi olan Çavlı’nın Rahbe kuşatmasına destek vermiş ve şehir 29 Mayıs 1107’de Çavlı’nın eline geçmiştir. Atabey Çavlı’nın 13 Temmuz 1107’de Anadolu Selçuklu Sultanı Kılıç Arslan’ı mağlup ettiği Habur Savaşı’nda askerleri de Çavlı’nın safında savaşmıştır. 1107’de Azaz Valisi Kutlu kendisine isyan edip şehri Tankred’e vermeye çalıştıysa da oraya giderek hakimiyetini tesis etmiştir.
Sonrasında Melik Rıdvan’ın Musul Atabeyi Çavlı ile arası açılmış ve Çavlı 1108’de Balis’i Rıdvan’dan almıştır. Bu esnada esaretten kurtulan Urfa Kontu II. Baudouin’in de Urfa’yı Tankred’in adamları kendisine teslim etmedikleri için Tankred ile arasını kötüydü. Rıdvan da Çavlı’nın kendisine saldırması üzerine Antakya Haçlı Prinkepsliği’ni yöneten Tankred’ten yardım istemiş, Urfa Kontu II. Baudouin de Atabey Çavlı ile ittifak yapmıştır. Bunun üzerine Eylül 1108’de Menbiç’te yapılan savaşı Tankred ile Rıdvan kazanmışlar, Melik Rıdvan Balis’i geri almıştır. Yaklaşık olarak bu tarihlerde eşi Çiçek Hatun vefat etmiştir.
Çavlı’nın yerine Musul Atabeyi olan Mevdud 1110’da Urfa’yı kuşatmış ve Tankred’in diğer Haçlılar ile oraya gitmesi üzerine Melik Rıdvan Antakya Prinkepsliği’nin topraklarına saldırmıştır. Ancak Tankred geri dönünce Bikisrail, Esarib ve Zerdana’yı Rıdvan’dan almıştır. Aralarında Rıdvan’ın yıllık 20 bin dinar ve 10 at vermesi karşılığında barış yapmışlardır.
Ertesi sene Melik Rıdvan, Büyük Selçuklu Sultanı Muhammed Tapar’dan Haçlılara karşı yardım istemiş fakat Sultan’ın yolladığı Musul Atabeyi Mevdud’un ordusuna yardım etmemiştir.
1113’te Halep’e gelen Dımaşk Atabeyi Tuğtekin ile Haçlılara karşı mali ve askeri ittifak yapmışlardır. Fakat aynı yıl Kudüs Krallığı’na karşı asker talep eden Tuğtekin’e 100 atlıdan daha az asker yolladığı için tarafların ittifakı dağılmıştır. Bu hadiseden kısa bir süre sonra 10 Aralık 1113’te 30’larının başındayken Halep’te ölmüştür. Yerine oğlu Alp Arslan geçtiyse de yaşlarının küçük olması nedeniyle evlatlarının Halep’teki hakimiyetleri kalıcı olmamıştır. Ömrünün son yıllarında ise Halep, Batınîlerin Suriye’deki merkezi olmuştur.
Ailesi ve Değerlendirme
Kaynaklardan öğrendiğimize göre Melik Rıdvan’ın 5’i erkek 2’si kız olmak üzere toplamda 7 çocuğu olmuştur. Antakya Emiri Yağısıyan’ın kızı Çiçek Hatun’dan Alp Arslan, İbrahim ve Melikşah adında 3 evladı vardır. Farklı annelerden -muhtemelen cariyeler- olma diğer çocuklarının isimleri ise şöyledir: Mübarek, Sultanşah, Amine ve Ferhunde.
Siyasi olarak Melik Rıdvan’ın rakipleri; kuzeyde Urfa Haçlı Kontluğu, batıda Antakya Haçlı Prinkepsliği, güneyde Dımaşk Selçuklu Melikliği ve doğuda Musul Selçuklu Atabeyliği idi. Melik Rıdvan hakimiyeti döneminde iki Haçlı devletinin lehine olacak şekilde toprak kaybına uğramış ve elindeki kaleleri kaybetmiştir. Hatta defalarca Antakya Prinkepsliği’ne haraç ödemek zorunda kalmıştır. Dımaşk Melikliği üzerinde hak iddia ettiyse de bu konuda da başarısızlığa uğramış, 1113’teki ittifak hadisesi gibi, iyi bir müttefik olamamıştır. Öte yandan Rıdvan, Musul Atabeyleri’ne karşı temkinli bir siyaset izleyerek kendisini onların ve dolayısıyla Selçuklu merkezinin tahakkümünden korumayı başarabilmiştir.
Melik Rıdvan hem Haçlılara karşı kaybedilen topraklar hem de onların Halep Melikliği arazisine düzenledikleri yağma akınları nedeniyle ekonomik açıdan zor durumlarla karşı karşıya kalmıştır. İşlenmeyen arazileri iskan etmesi ve halka ucuz meblalar karşılığında vererek bu duruma çözüm bulmak istediyse de Halep önceki parlak günlerine dönememiştir. Melik Rıdvan’ın Şiilerle olan ilişkileri de hem çağdaşları hem de kendinden sonraki Sünniler tarafından eleştiriye tabi olmuştur. Çıkarları doğrultusunda Fatımî hutbesi ve Şii ezanı okutmaktan çekinmemiş, Batınîlerin Halep’e yerleşmelerine izin vermiştir. Genç yaşta ölmesinin de etkisiyle, geride sağlam bir hanedan ve yönetim sistemi bırakamadığını da buraya eklemek gerekir.
İçeriğimizi beğendiniz mi? Çalışmalarımızı geliştirmemize katkıda bulunmak istiyorsanız bağışçımız olabilirsiniz.
Kaynaklar
Abû’l-Farac (Bar Habraeus), Gregory, Abû’l-Farac Tarihi, Cilt: II, çev. Ömer Riza Doğrul, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1987.
Altan, Prof. Dr. Ebru, Antakya Haçlı Prinkepsliği Tarihi Kuruluş Devri (1098-1112), Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2018.
Azîmî Tarihi, çev. Prof. Dr. Ali Sevim, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2006.
Bosworth, C. E. , “Rıdwan”, the Encyclopedia of Islam, Cilt: VIII, BRILL, Leiden, 1995, s. 519.
Carnotensis, Fulcherius, Kudüs Seferi (Kutsal Toprakları Kurtarmak), çev. İlcan Bihter Barlas, IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul, Haziran 2009.
Demirkent, Prof. Dr. Işın, Urfa Haçlı Kontluğu Tarihi (1098-1118), I. Cilt, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2013.
El-Azhari, Taef, “Ridwan”, The Crusades: An Encyclopedia, Cilt: IV, ed. Alan V. Murray, ABC-CLIO, California, 2006, s. 1036.
I. ve II. Haçlı Seferleri Vekayinamesi, çev. Vedii İlmen, Yaba Yayınları, İstanbul, 2005.
İbn Kalânisî, Şam Tarihine Zeyl, çev. Onur Özatağ, Türkiye İş Bankası Kültür Sanat Yayınları, İstanbul, Şubat 2015.
İbn Munkız, Üsâme, İbn Munkız Haçlılara Karşı, çev. Selahattin Hacıoğlu, Bordo Siyah Yayınları, İstanbul, Temmuz 2012.
İbnu’l-Ezrak Ahmed b. Yûsuf b. Ali, Meyyâfârikîn ve Âmid Târihi (Artuklular Kısmı), çev. Prof. Dr. Ahmet Savran, Atatürk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Yayını, Erzurum, 1992.
Kemâlüddîn İbnü’l-Adîm, Zübdetü’l-Haleb Min Târîhi Haleb’de Selçuklular, trc. Prof. Dr. Ali Sevim, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2014.
Runciman, Steven, Haçlı Sefeleri Tarihi I-II, çev. Prof. Dr. Fikret Işıltan, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2008.
Sevim, Ali, Biyografilerle Selçuklular Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1989.
Sevim, Prof. Dr. Ali, Suriye ve Filistin Selçukluları Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2000.
Sevim, Ali, “Rıdvân b. Tutuş”, TDV İslam Ansiklopedisi, Cilt:35, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınevi, İstanbul, 2008, ss. 49-50.
Süryani Mikhail, Vekayi-nâme İkinci Kısım (1042-1195), çev. Hrant D. Andreasyan, 1944 (Türk Tarih Kurumu tarafından basılmamış nüsha).
Urfalı Mateos Vekayi-nâmesi (952-1136) ve Papaz Grigor’un Zeyli (1136-1162), çev. Hrant D. Andreasyan, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 2000.
Üsâme İbn Munkız, İbn Munkız Haçlılara Karşı, çev. Selahattin Hacıoğlu, Bordo Siyah Yayınları, İstanbul, Temmuz 2012.
William of Tyre, A History of Deeds Done Beyond the Sea I-II, çev. Emily Atwater Babcock ve A. C. Krey, Columbia University Press, New York, 1943.
Yanıtla